🕛 Ahmet Kutsi Tecer Anneler Şiiri
ahmetkutsİ tecer'İn bÜyÜk katkisi oldu Tanınmasında, 1930'lu yıllarda Sivas'ta öğretmenlik ve Milli Eğitim Müdürlüğü görevlerinde bulunan
AhmetKutsi Tecer, Aşık Veysel'in şiirlerinin tanınmasında büyük katkı vermişti. Bir dönem Köy Enstitüleri'nde öğretmenlik yaptı. 1965 yılında TBMM, “Ana dilimize ve milli birliğimize yaptığı hizmetlerden ötürü” özel bir kanun çıkartarak maaş bağladı. 21 Mart 1973 günü doğduğu köy Sivrialan'da hayata
AhmedARİF Otuz Üç Kurşun ŞİİR SÖZLERİ 1. Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van'da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür Doruklarda buzulların salkımı Firari guvercinler su başlarında Ve karaca sürüsü, Keklik takımı
TürkKültürünün Büyük Emektarı 'Ahmet Kutsi Tecer' Sempozyumu . Haber Tarihi : 25.04.2018. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Şiir ve Müzik Dinletisi; "Hayata Anne Gözüyle Bakabilmek" Panel; 1. Uluslararası 1. Ulusal Sivas Ebelik Kongresi;
HERŞEY UZAKTADIR. Uzaktadır her şey; gökyüzü, deniz. Her an peşimizden koşan gölgemiz, Özlenen limanlar, yanan yıldızlar. Uzaktadır her şey; anneler, kızlar Uzaktadır her şey, hep yalnız ölüm, Her yerde, her an yakınımız ölüm. Sonraki Kayıt » « Önceki Kayıt Ana Sayfa.
Annelerbüyütür, el alır gider. Gönderen ASA zaman: 01:44. Bunu E-postayla Gönder BlogThis! Twitter'da Paylaş Facebook'ta Paylaş Pinterest'te Paylaş. Etiketler: Ahmet Kutsi Tecer Şiirleri. Hiç yorum yok: Yorum Gönder. Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa. Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom) Etiketler. Ahmet Kutsi Tecer Şiirleri (1)
AHMETHAŞİM, ŞİİR VE BİYOGRAFİ. AHMET HAŞİM (1884 - 1933) Bağdat'ta doğmuştur. "Alûsizadeler"dendir. Küçük yaşta babasını kaybetti. İstanbul'a gelerek Galatasaray Sultanisi'ne girdi. İlk şiirlerini 1900 yılı sıralarında yayınlamaya başladı. Okulu bitirince, Reji idaresinde açılan memurluk imtihanını kazandı.
ŞehriGezerken. Şair: Ahmet Kutsi Tecer. Ya Üç şerefeli, ya Eski Cami, Ya Sultan Selim, ya Sultan Süleyman, Geziyorum burda sabahtan beri, Sürüklüyor beni tarih ve zaman. Boş sokaklar, hüzün, vehim, heyecan Sanki her şey birden unuttu beni; Asesler geliyor işte arkamdan,
ÖzetAhmet Kutsi Tecer 1902-1967 yılları arasında yaşadı. Bütün ümitleri yel alır gider Tomurcuk açılır sel alır gider Anneler büyütür el alır gider Anneler S. 112 Sonbahar imajı hüzün miti. Tecer´in Şiirleri, Yayımlanmamış Lisans Tezi, 1978. 10. Skip section Trending.
mHZ4CQ. Şiirler Anneler Şiiri / Ahmet Kutsi Tecer Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna– Tenimde bir yara işler gibisinTitrerim rüzgarlar keder vermesin. Anneler beşikten der çocuğuna– Acını görmesin gözüm alemdeTeselli demeksin bana son demde. Bütün ümitleri yel alır giderTomurcuk açılır, sel alır giderAnneler büyütür, el alır gider. AHMET KUTSİ TECER BÜTÜN ŞİİRLERİ İlgili Categories Şiirler Tagged as Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Kutsi Tecer Anneler, Ahmet Kutsi Tecer Anneler oku, Ahmet Kutsi Tecer Anneler şiir, Ahmet Kutsi Tecer Anneler şiiri, Ahmet Kutsi Tecer Anneler şiiri oku, Ahmet Kutsi Tecer bütün şiirleri, Ahmet Kutsi Tecer Şiir, Ahmet Kutsi Tecer Şiiri, Ahmet Kutsi Tecer Şiirleri, Ahmet Kutsi Tecer Şiirleri listesi, Anneler, Anneler oku, Anneler şiir, Anneler şiiri, Anneler şiiri Ahmet Kutsi Tecer, Anneler şiiri Ahmet Kutsi Tecer oku, Anneler şiiri oku, Şiir, Şiir Sitesi, Şiirler, Şiirleri
TANITIM Ailesi Anadolu’nun en önemli kültür, sanat merkezlerinden Eğin’li olan Ahmet Kutsi ikinci adını da doğduğu Kudüs’ü hatırlatsın diye seçer. Folklor kökenci. otantiktir. Ahmet Kutsi soyadı olarak TECER’i tercih ederken de buna uyar. Kök topraktadır. 1933’te yayınladığı Şiirler adlı küçük kitabında da köylü, toprak, doğa ve hayvan ilişkilerini ele alır. 1931’de Sivas’ta ilk defa Halk Şairleri Bayramı düzenleyip kitaplaştırır. Amacını şöyle açıklar “Halk kütlesi iile fikir hayatımızın umumi bağlarını birleştirmek, münevver kütle ile geniş kütle arasını doldurmak Bunu tahakkuk ettirmek için de halk dili, halk nağmeleri, halk edebiyatı, halk ananeleri ile münevver adamın medeni bilgilerini birbirine kaynaştırmak mezcetmektir.” 1921’den sonra şiirlerini yayımladığı Dergah ve Milli Mecmua dergileri de Anadolucu çizgideydi. Halk edebiyatını araştıran örnek alarak şiirlerini yazar. Duyguyu, özşiirle birleştirir. Tek aşk temalı şiiri “Nerdesin” gençlerin sevdiği bir eserdir. Öteki şiirleri Kaybolan Çocuğa Çağrı, Hasta Çocuğa Türkü, Kuşlar, Ağaç, Deniz, Toprak Cenneti, Emine, Anneler.. ŞİİRLER HALAY ÇEKEN KIZLAR Çekin halay, çalsın durmadan saz1ar, Çekin ağır ağır halay düzülsün. Süzülsün oyunlar, süzülsün nazlar, İnce beller, mahmur gözler süzülsün. Tutun kızlar tutun, birleşsin eller, Ça1ın sazlar çalın, kırılsın teller, Dönün kızlar dönün, kıvrılsın beller, Siyah, uzun saçlar tel tel çözülsün. Kayan yıldız gibi geceki izden. Bakışlar saçılsın kirpiğinizden, Etekler içinde naz eden dizden, Üzülsün bu deli gönlüm üzülsün. YÖRÜK HASRETİ Güneyde bir avuç toprağım, Bir evim, kışlağım olaydı, Baharda göçseydi otağım, Toros’ta yaylağım olaydı. Onulmaz içimde bu yara, Şehirler dumandan kara, Çıkaydım dağlara dağlara, Bulutlar çardağım olaydı. Pınar obamızın nennisi, Çimen yatakların en iyisi, Elimde her gün yenisi, Güneşler bayrağım olaydı. N’olurdu göçseydi otağım, Çukur’da olsaydı kışlağım, N’olurdu Toros’ta yaylağım, Güneyde toprağım olaydı. 29 EKIM Bu sabah içimde bir tazelik var, Bu seher, bu camdan giren gündüz ben! Sokaktan yükselen bu şen naralar, Bu camdan bakman, bu gülen yüz ben! Nerede o dünkü ateşli nabız, Nerede yastıkta..kıvranan başım? Bu sabah içimde çelikten bir hız, Bu sabah en mutlu, en şen yurttaşım Az önce fecirle kaçan yıldızlar Başımdan yağıyor daha bol, gümrah, Şimdi benliğimde bir bütünlük var, İçimde bir alem gizli bu sabah. Bu millet, bu insan, adı sanı Türk, Bu toprak, bu vatan, güzel Türkeli, Bu tarih, bu onur, bu sihirli yük, Bu Bursa, bu Konya, bu usta eli, Bu eşsiz İstanbul, bu tek Edirne, Bu örnek Kayseri, Sivas, Erzurum, Bu. Fırat, Menderes, Çoruh, Ergene, Bu İzmir, Adana, Urfa, bu çorum. Bu başak, bu salkım, bu bağ, bu harman, Bu bizim davar1ar, bizim danalar, Bu ocak, bu maden, bu dağ, bu orman, Bu yiğit erkekler, yiğit analar, Bu çetin, bu dönmez, bu sert bilekler, Bu yanık çehreler, bu. bizimkiler, Bu ağaç, bu çiçek, bu çiy, bu renkler, Bu diller, bu sesler, ya bu ezgiler, Bu ninni bu ağıt, bu düğün, bu bar, Bu zeybek, bu halay, bu güreş hep ben! Bu sabah içimde bir tazelik var Bu ışık, bu gündüz, bu güneş hep ben! Ey rüya, ey hayal, beni terk etme, Ey sabah, koynunda şenim, hem zinde. Bir şuur ışığı vurmuş perdeme, Bir bahar öğlesi gibi çimende. Siz şimdi sokaktan geçen oymaklar. Yürüyün siz bütün il çocukları, Göğüslerde gurur; elde bayraklar, Yürüyün başlar dik alın yukarı. Yürüyün ardından siz emellerin, Yürüyün kalbimin yükü ilhamlar, Uzaktan çırpınsın size ellerim, Çırpınsın yüreğim durana kadar Bu sabah içimde bir tazelik var. Bu seher bu camdan giren gündüz ben! Komşular, şaşmayın bana komşular. Bu camdan bakınan, bu gülen yüz ben! KÖY MEZARLIĞI Yolun bir kenarında yorgun bir yolcu gibi, Bir taş edilmiş yere, biri boynunu bükmüş, Bu gurbet yollarının orası ucu gibi, Dinlenen mezarlığa gökten gölgeler çökmüş. Akşamleyin el ayak çekilmiş, ta ötede Bir inek böğürüyor, birkaç baca tütüyor. Gökyüzü kararıyor, soluyor perde perde, Bir servi salınıyor, bir yanık kuş ötüyor. Ağır ağır doğuyor tepeden geç kalan ay.,. Herkes uykuda.., Yalnız biri gömüldü bugün, Onun gözüne uyku girmiyor kolay kolay, Sabahleyin önünden geçerler öbek öbek Köylüler, tarlalara giderler kadın, erkek… Öldüğüm gün dostlarım beni oraya gömün. DENİZ Şimdi her uyanık limandan uzak, Derinlerde engin bizi sarıyor. Güverteden korsan gibi aşarak Ne arıyor sular, kimi arıyor? Yolcular yolcular deniz çağrıyor, Çağrıyor kükreyen suların sesi. Kükreyen, çıldıran sular bağrıyor, Bağrıyor toplamak için herkesi. O yandan bir vapur, bu yandan yelken, Kimi dün kalkmıştır, kimi bu sabah. Kimbilir nereye doğru giderken Onları burada topluyor Allah. Ey şimdi hepsinin, ardımda kalan Yüzleri dağılmış, solgun birer iz. Hemşirem teselli, kardeşim yalan, Gidiyorum artık çağrıyor deniz, Çağrıyor ve sular bizi arıyor, Arıyor kükreyen, çıldıran sular, Geriye dönmek güç, ilerlemek zor, Ne uzak bir ışık, ne bir liman var. Yolcular, yol uzun ve her birimiz Ya küçük bir ilah, ya bir kahraman. Dalgalar, siz fakat yol gösteriniz, Nerdedir ruhumuz için son vatan? KAYNAKÇA TİMUROĞLU, Ahmet Kutsi Tecer, Kişiliği, Sanat Anlayışı ve Tüm Şiirleri, Türkiye İş Bankası Yayınları, Ankara 1980. 2. Sevgi GÖKDEMİR, Ahmet Kutsi Tecer, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1987. 3. Türk Folklor Araştırmaları Ahmet Kutsi Tecer Özel Sayısı Eylül 1967. 10613
Fikriyat ailesi olarak, başımızın tacı tüm annelerimizin Anneler Günü'nü kutluyor, onlara ithafen derlediğimiz şiirleri siz Fikriyat okuyucularının beğenisine sunuyoruz! Ümit Yaşar Oğuzcan - Anacığım Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Kaç geceler bana ninni söylerdi Hasta olunca oydu başucumda bekleyen Biraz yorulmayayım, üzülmeyeyim, hemen Alır kucağına okşardı, saçlarımı öperdi. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Uzun kış geceleri masal masaldı Güzel çoban kızları, iyi kalpli sultanlar Bir suyun akışı gibi geçip gitti zamanlar Şimdi ne o dünkü çocuk, ne de o masal kaldı. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Yıkayan oydu mürekkep lekeli parmaklarımı Akşam biraz geciksem yollara düşerdi Sokağa çıkarken "Yavrucuğum üşütme" derdi. Hemen bir kazak örerdi biraz boş kaldı mı. Nasıl hatırlamam anacığım nasıl Bilirim yine kalbinde yerim anacığım Selam sana Anneler Günü İstanbul'dan Yeni dönmüşçesine bir akşam okuldan Vefalı ellerinden öperim anacığım. Anama - Aşık Veysel Dokuz ay koynunda gezdirdi beni Ne cefalar çekti ne etti anam Acı tatlı zahmetime katlandı Uçurdu yuvadan yürüttü anam Anaların hakkı kolay ödenmez Analara ne yakışmaz ne denmez Kan uykudan gece kalkar gücenmez Emzirdi salladı uyuttu anam Anam doğurdu beni Sivas ilinde Sivralan Köyünde tarla yolunda Azığı sırtında orak elinde Taşlı tarlalarda avuttu anam Ben yürürdüm anam bakar gülerdi Huysuzluk edersem kalkar döverdi Hemen kucaklayıp okşar severdi Çirkin huylarımı soyuttu Anam Çocuktum anam bana ders verdi Okumamı çalışmamı öngördü Milletine bağlı ol da dur derdi Vatan sevgisini giyitti anam Tükenmez borcum var anama benim Onun varlığından oldu bedenim Kimi köylü kızı kimisi hanım Ta ezel tarihte kayıtlı anam Veysel der kopar mı analar bağı Analar doğurmuş ağayı beyi İşte budur sözlerimin gerçeği Okuttu öğretti büyüttü anam Arif Nihat Asya - Anne İlk kundağın Ben oldum, yavrum; İlk oyuncağın Ben oldum. Acı nedir Tatlı nedir… Bilmezdin Dilin damağın Ben oldum. Elinin ermediği Dilinin dönmediği Çağlarda yavrum Kolun kanadın Ben oldum, Dilin dudağın Ben oldum. Belki kıskanırlar diye Gördüklerini Sakladım gözlerden Gülücüklerini… Tülün duvağın Ben oldum! Artık isterlerse adımı Söylemesinler bana 'Onun Annesi' diyorlar… Bu yeter sevgilim bu yeter bana! Bir dediğini İki etmeyeyim diye Öyle çırpındım ki Ve seni öyle sevdim sana O kadar ısındım ki Usanmadım, yorulmadım, çekinmedim Gün oldu kırdın… İncinmedim; İlk oyuncağın Ben oldum.. Yavrum Son oyuncağın Ben oldum… Layık değildim Layık gördüler Annen oldum yavrum Annen oldum! Cahit Sıtkı Tarancı - Anne Ne Yaptın Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı? Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim? Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim. Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün? Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı? Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün. Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı? Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat? Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi? El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi? Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim? Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı? Sezai Karakoç - Anneler ve Çocuklar Anne öldü mü çocuk Bahçenin en yalnız köşesinde Elinde siyah bir çubuk Ağzında küçük bir leke Çocuk öldü mü güneş Simsiyah görünür gözüne Elinde bir ip nereye Bilmez bağlayacağını anne Kaçar herkesten Durmaz bir yerde Anne ölünce çocuk Çocuk ölünce anne Necip Fazıl Kısakürek - Anneciğim Ak saçlı başını alıp eline, Kara hülyalara dal anneciğim! O titrek kalbini bahtın yeline, Bir ince tüy gibi sal anneciğim! Sanma bir gün geçer bu karanlıklar, Gecenin ardında yine gece var; Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar, Yaşlı gözlerinle kal anneciğim! Gözlerinde aksi bir derin hiçin, Kanadın yayılmış, çırpınmak için; Bu kış yolculuk var, diyorsa için, Beni de beraber al anneciğim! Hilmi Yavuz - Annem ve Akşam bir kapı açıldı, ansızın, baktık akşam!.. kimse benzemez oldu kendine; kimbilir ne kadar hüzünlü artık, bir odadan ötekine geçmek bile… sen neysen o kadarsın, ey akşam! annem içini çekiyor kimi ansa; ürkü!.. biri ansızın bir gül koparsa; şimdi uzak olandır neye ulaşsam… ah, akşamdan bile ürküyor çocuk; her yer alacakaranlık gurbet; soldu annem, solarken goblen ve tülbent; ve akşamın ucuna doğru yolculuk… bir türkü söylendi, neyin tadı var? akşam bile bitti, kalmadı çünkü… çekildik, bir başına kaldı o türkü; kapılar arkamızdan kapanmadılar. Haydar Ergülen - Anne Sahi senden mi doğdum anne Yollar nehirler kuşluk vakitleri dururken Bir insandan mı doğar bir çocuk Anne senin yüreğin taş olsa dayanır mı Kuş olsa çiçek olsa gündüz olsa Kırılmaz mı acıdan bir sap menekşenin boynu Bu kez dağlar doğursun beni anne Sen de ılık bir yağmur ol Durmadan yağ kanayan yerlerime Mesut Sütçü - Anne Sızlayan Türkçem Anne Sızlayan Türkçem Kahır mektubum. Kollarında şefkat denizi Sar beni anne Özlemin içimde derinleşen vadi Her "anne" sözü bıçak kesiği Gurbet öğüttü sabır taşını Gel anne Uzağındayım Yalnızım Hüznün düşüyor her yanıma Seni arıyorum anne Hasret tüten türkülerde Seni söylüyorum Duy anne Yüzün rüyalarıma çarpıyor Sen sanıyor uyanıyorum Adın duru bir ırmak Gönlümde akan Anladım anne Başka sevgiler yalan… Anne dilimde buruk sözler Diyemiyorum sana hasretimi Sensiz aşların tadı yok Bir gelsem yanına Bir duysam sesini bir diyebilsem Anne. Nevzat Çelik - Anneler Günü eşildir artık yüreğinde kara bulut bugün anneler günü annem beni unut evde acılar koynuna yan gelip yatmış inadına giyin sen de mayısa batmış yürü sokakta çocukların düşü aksın yürü ki saksıda çiçekler sana baksın diline geç anılarından bir türkü seç beş yıl büyüdüğüm okulun önünden geç ıslanırsa anıların güneşte kurut senin günün bugün unutma, beni unut git mavi denizin tam kıyısında dur durma eteğinden beni bir daha savur annem yıldız kayıyor içinden dilek tut koşuyor sana kısa pantolonlu çocuk gözünde, gözümde, gözlerinde bin umut Barış Erdoğan - Anneler Neden Bayramda Kanar Pazen elbiseler dikmeye otururdu annem bayram önceleri gül desenli yerlerde elini dikerdi anısı iğnelerde biz bir gökyüzü atlasında yitirdik kardeşçe ormanımızı saçlarında kaldı erken kar gülüşü geç kalan yağmur sıcaklığında sus/uzluğumuz makilik, yetim çocuk sıskalığında ah annem cılız derdi, arık derdi, kuru derdi anlamazdık aymazlığımızı hoşgör utanır oldum gözlerini bulandırmaktan mevsim yazken kışları kim saklar koynunda kanat kanat açılırken anneler neden bayramlarda kanar buldum bilemedim bildim bulamadım kurşun neden seker annelerin göğsünde derdim derlerdi evlatları vardır Ahmet Erhan - Bugün de Ölmedim Anne Yüreğimi bir kalkan bilip sokaklara çıktım Kahvelerde oturdum çocuklarla konuştum Sıkıldım, dertlendim, sevgilimle buluştum Bugün de ölmedim anne Kapalıydı kapılar, perdeler örtük Silah sesleri uzakta boğuk boğuk Bir yüzüm ayrılığa, bir yüzüm hayata dönük Bugün de ölmedim anne Üstüme bir silah doğruldu sandım Rüzgar, beline dolandığında bir dalın Korktum, güldüm, kendime kızdım Bugün de ölmedim anne Bana böylesi garip duygular Bilmem niye gelir, nereye gider? Döndüm işte; acı, yüreğimden beynime sızar Bugün de ölmedim anne. Ahmet Haşim - Sensiz Annemle karanlık geceler bazı çıkardık. Boşlukta denizler gibi yokluk ve karanlık Sessiz uzatır tâ ebediyetlere kollar… Guyâ o zaman, bildiğimiz yerdeki yollar Birden silinir, korkulu bir hisle adımlar Tenha gecenin vehm-i muhâlâtını dinler… Yüksekte sema haşr-ı kevâkiple dağılmış, Yoktur o sükûtunda ne rüya, ne nevâziş; Bir sâ'ir-i mechul-i leyâli gibi rüzgâr, Hep sisli temasiyle yanan hislere çarpar. Ahmet Hamdi Tanpınar - Annem İçin Issız bir mezarlık, kimsesiz bir yer Gölgesinde ulu, loş bir mâbedin Bir yığın toprakla bir parça mermer Sırrıyla haşr olmuş orda ebedin. Bir yığın toprakla bir parça mermer, Üstünde yazılı yaşınla, adın; Baş ucunda matem renkli serviler Hüznüyle titreşir sanki hayatın. Seni gömdük anne yıllarca evvel Gözyaşlarımızla bu ıssız yere Kimsesiz bir akşam ziyaya bedel Matem dağıtırken hasta kalblere. Kimsesiz bir akşam, ezelden yorgun Hüznüyle erirken Dicle'de sessiz, Öksüzlük denilen acıyla vurgun Bir başka ölüydük bu toprakta biz. Ahmet Kutsi Tecer - Annem Tatilleri yanında geçiririm annemin, Bir aydınlık belirir o sararmış benzinde; Bu sevimli günlerde gamdan, tasadan emin, Avunurum bir çocuk gibi onun dizinde. Ömrüm eski bir masal havasına bürünür, Mesut günler yaşarım, yarınları anmadan; Günler bitmeyecekmiş gibi uzun görünür, Gülerim, eğlenirim, şakırım usanmadan. Cahit Sıtkı Tarancı - Anacığım Bir gün sılaya geldiğimde, Bir şeyler sezersen halimde, Hiç şaşmayasın anacığım. Başımı koyup dizlerine, Uzun uzun ağlayacağım Bütün insanların yerine. Yahya Kemal Beyatlı - Ufuklar Annemin naʹşını gördümdü; Bakıyorken bana sâbit ve donuk gözlerle. Acıdan çıldıracaktım. Aradan elli dokuz yıl geçti. Ah o sâbit bakış elʹan yaradır kalbimde. O yaşarken o semâvî, o gülümser gözler Ne kadar engin ufuklardı bana. Sezai Karakoç - Anneler ve Çocuklar Anne öldü mü çocuk Bahçenin en yalnız köşesinde Elinde siyah bir çubuk Ağzında küçük bir leke Çocuk öldü mü güneş Simsiyah görünüyor gözüne Elinde bir ip nereye Bilmez bağlayacağını anne Kaçar herkesten Durmaz bir yerde Anne ölünce çocuk Çocuk ölünce anne Ahmet Erhan - Oğul Anne ben geldim, üstüm başım Uzak yolların tozlarıyla perişan Çoktan paralandı ördüğün kazak Üzerinde yeşil nakışlar olan Anne ben geldim, yoruldum artık Her yol ağzında kendime rastlamaktan Hep acılı, sarhoş ve sarsak Şiirler çırpıştıran bi adam Kurumuş kuyunun suyu, incirin sütü çoktan çekilmiş Bir zamanlar dünya sandığım bahçeyi Ayrık otları, dikenler bürümüş Kapıdaki çıngırak kararmış nemden At nalı ve sarımsak duruyor ama Oğlum, mektup yaz diyen Sesin hala kulaklarımda Anne ben geldim, ağdaki balık Bardaktaki su kadar umarsızım Dizlerin duruyor mu başımı koyacak? Anne ben geldim, oğlun, hayırsızın… Gülten Akın - Eksik Şiir Çorbasını büyüleyen biridir anneler Hasta yatağımızda Elleri yüzleri hoş kokar Ceyhun Atuf Kansu - Uyuyan Güzel Anneye Anne, bahar geliyor uyansana Çık altın eşikte bekle beni, En güzel tılsımları buldum sana Koklayabilmek için nefesini. Yeni açmış şu erik hatırlatır Bana ağaçları çok sevdiğimi, Sevginle mi ıslanmış şu sonsuz kır, O kara bırakmışsın gözlerini. Gül güzel annem benim, benim rüyam İçimden çiçekli bir yol var sana, Senin yerine biraz ben uyusam Anne bahar geliyor uyansana. Nazım Hikmet - Seni Düşünürüm Seni düşünürüm anamın kokusu gelir burnuma dünya güzeli anamın. Binmişim atlıkarıncasına içimdeki bayramın fır dönersin eteklerinle saçların uçuşur bir yitirip bir bulurum al al olmuş yüzünü. Orhan Veli Kanık - Rüya Annemi ölmüş gördüm rüyamda. Ağlayarak uyanışım Hatırlattı bana, bir bayram sabahı Gökyüzüne kaçırdığım balonuma bakıp Ağlayışımı.
Dal bir gün dedi ki tomurcuğuna - Tenimde bir yara işler gibisin Titrerim rüzgarlar keder vermesin. Anneler beşikten der çocuğuna - Acını görmesin gözüm alemde Teselli demeksin bana son demde. Bütün ümitleri yel alır gider Tomurcuk açılır, sel alır gider Anneler büyütür, el alır gider.
ahmet kutsi tecer anneler şiiri