🐋 Mide Kapakçığı Ameliyatı Olanların Yorumları
Mide kanserinde sadece kemoterapi değil bazen radyoterapi de beraber uygulanabilir. Eğer kemoterapi, mide kanseri ameliyatından önce verilirse buna neo-adjuvan kemoterapi denilir. Burada amaç ameliyat öncesi tümörün küçültülmesi ve ameliyata yardımcı olmaktır. Ameliyat sonrası kemoterapi verilirse buna adjuvan kemoterapi denilir.
Çürümüş aort kalp kapakçığı için cerrahi şansı olmayan ve ölüme terk edilen hastalar artık kapalı yöntemle yapılan ameliyatla sağlıklarına kavuşabiliyor. MEÜ Tıp Fakültesi
Mide ameliyatı olan kişilerin yaklaşık 10'da 1'inde Dumping sendromu gelişir. Dumping sendromu, midenin tamamının alındığı bir gastrektomiden sonra, midenin sadece bir kısmının alındığı bir gastrektomiye göre daha sık görülür. Şiddetli dumping sendromu olan bazı kişiler, semptomları önlemek için yemek yemekten
Mide Kapakçığı Hastalığı Reflü. Yemek borusu ve midenin arasında bulunan mide kapakçığı bazen vücuttaki işlevini yapamaz hale gelir. Bu duruma bazen midenin kendi rahatsızlanması bazende yenilen gıdalar neden olur. Reflüye en çok gazlı içecekler, cipsler, kızartmalar ve gereğinden fazla acı tüketimi neden olmaktadır.
Tüpmide ameliyatı şu an Türkiyede birçok devlet ve eğitim hastanelerinde de ücretsiz olaral yapılmaktadır. Obeziteyi tarihe gömecek olan bu ameliyatı olmamaya direnmek ömrünüzden çaldığınız boşa geçen zamandan başka hiçbirşey değildir.Obeziteyi bir hastalık olarak kabul edip bundan hayatınızın sonuna kadar
Tüpmide ameliyatında mide, adeta muz gibi ince uzun bir tüpe çevriliyor. Laparoskopik olarak yani kapalı ameliyat yöntemiyle midenin yüzde 80’ini kesip çıkarılıyor. Böylece midenin gıda alımı kısıtlanıyor. Ayrıca tüp mide ameliyatının çok düşük düzeyde olsa da gıda emilimini azaltma etkisi bulunuyor. Tüp mide
Mide kapakçığı ameliyatı, ağza alınan besinlerin çiğnenerek yemek borusundan mideye geçirilmesine izin veren kapakçıkla ilgilidir. Kapakçık vasıtası ile geri yukarı çıkamayan besinler geçici bir süreliğine midede depolanır. Fakat gebelik, obezite, gazlı içecekler, kahve, yağlı ve baharatlı besinler, çikolata, alkol
mide kanseri. mide kanseri sinsidir.. mide, içi boş organ olduğu için tümör * belli bir büyüklüğe gelmeden herhangi bir belirti vermez.. şikayetler ortaya çıktığında ise tümör oldukça büyümüş ve hastalığın ileri evresine gelinmiştir.. teşhis edildiğinde yapılacak müdahaleler oldukça sınırlıdır.. hatta
Kalpkapakçık hastalıklarının insan sağlığı açısından yaşattığı komplikasyonları şu şekilde sıralayabiliriz: Beyin enfarktüsü. Felç. Kalp enfarktüsü. Görme sorunları yaşanması. Bilinç kaybı ve bayılmalar. Kalp yetmezliği. Bağırsak ve mide rahatsızlıkları. Bağ dokusunda ortaya çıkan sorunlar.
SrDofU. Kalp kapağı ameliyatı olanların iyileşme süresi ne kadardır?Kapak Ameliyatı Sonrası Yaşam Kalp kapak ameliyatından sonra iyileşme süreciniz 6-8 hafta sürmektedir. Ameliyat sonrası ilk 1 aylık dönemde özel bir diyet uygulanmaz. Eve gittiğinizde ilaçlarınızı düzenli kullanmalı, solunum egzersizlerinizi yapmalı ve size önerilen varis çoraplarını kapağı ameliyatı olan ne kadar yaşar?Genellikle 5 yıl ila 15-20 yıl arasında değişen ömürleri vardır. Mitral Kapak Tamiri Mitral kapak yaprakçıklarının kıkırdak yapısı çok bozulmamış ise, kireçlenme göstermemiş ise veya sadece kalbin büyümesine bağlı bir kaçak durumu söz konusu ise tamire uygun kapakçığı ameliyatı olmazsa ne olur?Kalp kapak hastalıklarının ilerlemesi durumunda cerrahi tedavi yapılması oldukça önemlidir. Hastaların ameliyattan kaçınmaları, kapakçıktaki problemin artmasına neden olur ve zaman ilerledikçe ameliyat riski artabilir. Minimal invaziv cerrahi ile yapılan kalp kapakçığı ameliyatlarının başarı oranı oldukça ameliyatı ne kadar sürede iyileşir?Bu bölgenin iyileşmesi yaklaşık iki ay sürer. Ameliyat sonrası hastaları ortalama ilk bir-iki hafta oturup kalkarken yardım alması önemlidir. Sağa ve sola yatmak bu dönemde göğüs kemiğinin kaynamasını engellediği için iki ay boyunca sırt üstü yatılması önem Kapağı ameliyatı ömrü ne kadardır?Yapılan araştırmalara göre, mitral biyolojik kapaklarda, uygulanan yapay aort biyolojik kapaklarına göre on yıl içerisinde %15 civarında bozulmalar meydana gelebilmektedir. Bu bakımdan biyolojik kalp kapakları daha çok ileri yaştaki hastalarda tercih uzun kalp ameliyatı kaç saat sürer?Kalp Ameliyatı Ne Kadar Sürer? Kalp ameliyatı ortalama üç, dört saat süren bir ameliyattır. Tabi çok kısa süren ameliyatlar olduğu gibi çok uzun süren ameliyatlarda olabilir ama büyük bir oranda %70,80'i ortalama üç, dört saat süren kapakçığı ameliyatı ölüm riski nedir?Dr. Köksal, şöyle devam etti "Hastalar kalp akciğer makinesine bağlanmak zorunda kalmadığından ölüm riski yüzde 1'dir. Özellikle ameliyat riski yüksek, yaşlı ve ek hastalıkları olan hastalar için çok avantajlı bir ameliyat tekniğidir.
Tüp mide ameliyatı, fazla kilolarından kurtulmak isteyen hastaların başvurdukları cerrahi bir yöntemdir. Obezite cerrahisi öncesi ve sonrası bir süreç olup, hastaların doktorlarının önerdikleri kuralları uygulamaları önemlidir. Mide küçültme ameliyatı sonrası kişinin verdiği kilolar ve kazandığı sağlığı gibi bir çok faydasını görecek ve hayatına yeni bir başlangıç yapmış olacaktır. Tüp Mide Ameliyatı Nedir? Tüp mide ameliyatları, obezite tedavisine için uygulanan cerrahi işlemdir. Ameliyat öncesi mide kapasitesi 1 – litrelik bir hacme sahip iken aşağıdan dikey olarak yukarıya doğru kesip, midenin dışarıda alan büyük kısmı çıkarma işlemidir. Ameliyattan sonra mide dar, uzun tüpe benzer görünüme sahip olur. Tüp mide ameliyatından sonra midenin kapasitesi 100 – 150 mililitrelik bir hacme sahip olacaktır. Böylece ameliyat ile midenin %80 – % 85 bir kısmı alınarak işlev dışı bırakılır. Geri kalan mide küçük, dar ve uzun olacaktır. Bu küçülme ile kişilerin yeme – içme düzeninde azalma görülecektir. Çıkarılan mide kısmıyla beraber açlık hormonun daha az salgılanması sonucu açlık hissi de azalmış ve böylece kişinin kilo vermesi daha kolay Mide Ameliyatının Avantajları Nelerdir? Tüp Mide Ameliyatının Avantajları Nelerdir?Tüp mide ameliyatı, hastaların fazla kilolarından kurtulması için cerrahi bir yöntemdir. Aşırı kilolu kişilerin ve obez hastalarının hayatlarında spor ya da diyet yapıp fayda görmedikleri tıbbi müdahale ile hayatlarına yeniden başlayabilir. Kendilerinde gerçekleşecek değişimlere sahip olabilirler. Tüp mide ameliyatı sonrası dikkat etmeleri gerekenler olacağı gibi, dikkat ettiklerinin sonuçlarını en iyi şekilde alacaklardır. Tüp mide ameliyatı faydaları hastanın hayatında büyük değişiklere neden olacaktır. Laparoskopik yani kapalı olarak uygulanması mümkün olup, bu şekilde yapılması hastanın yara iyileşmesini hızlandırır ve hasta daha az ağrı çeker. Dolayısıyla hastanede daha az süre kalmış olur. Mide kapasitesi bu ameliyatla küçültülür, birçok besinin daha az miktarda tüketilmesine sebep olur. Midenin açlık hormonu Ghrelin üreten kısmı çıkarıldığı için, kişilerde iştah azalması ve hızlı kilo kaybı görülür. Mide kapakçığı pilor korunduğu için, dumping sendromunun önüne geçilmiş olur. Alınan besinler mideyi geç terk etiği için midedeki tokluk hissi uzun sürer. Ameliyat sırasında ülser oluşumu en az seviyeye indirilir. Tüp mide ameliyatı ile yiyeceğiniz porsiyonunuz azacak hatta yemek yeme isteğiniz azalacaktır. Bağırsak tıkanıklığı, anemi, osteoporoz kemik erimesi, protein vitamin eksikliği, marjinal ülser yaşanma riski ortadan kalkar. İki aşamalı ameliyatlarda, vücut kitle indeksi yüksek yani 55kg/m2 olan hastalar, birinci aşama ameliyatlarda çok etkili sonuçlar alır. Bağırsak by-pass riski taşıyan, anemisi olan kişiler, crohn hastalığı ağızdan makata kadar olan bir bölümde herhangi bir iltihabi hastalık olan kişiler için iyi bir tercihtir. Tüp mide operasyonu gerekli durumlarda Doudenal Switche ve Gastrik Bypassa ameliyatına çevrilmesi mümkündür. Aşırı kilolu olan hastalarda kapalı ameliyat uygulandığından, operasyon sonrası daha az yara, daha az akciğer sorunu yaşanır ve daha hızlı iyileşme süreci geçirirler. İstediğiniz gıdalardan yiyebilirsiniz böylece dengeli beslenmiş olursunuz. Ameliyat sonrası mide daralır böylece az gıda yiyerek doyma hissine ulaşırsınız. Mide bağırsak yani sindirim sistemindeki doğallık korunur. İştahınız azalır çünkü iştah hissi veren hormon üretimi azalmaktadır. Bir yıl içerisinde fazla kilolarınızı kaybetmiş, ideallerinize yaklaşmış olursunuz. Tüp mide ameliyatının diğer obezite cerrahisinden farkı; Tüp mide ameliyatının diğer obezite cerrahisinden farkı;Obezite cerrahisi yöntemlerinde tüp mide ameliyatı başta olmak üzere daha bir çok ameliyat bulunmaktadır. Mide küçültme ameliyatlarının birden farklı yarar ya da zararları görülebilir. Tüp mide ameliyatı gerekli durumlarda diğer obezite ameliyatlara çevrilebir. Gastrik Band yani mide kelepçesi ameliyatında mideye kalıcı cisim yerleştirilirken, tüp mideye ameliyatında yerleştirilmez. Mide katlama ameliyatına göre tüp mide ameliyatı daha çok rahat bir süreç izler. Mide katlama ameliyatlarında geriye kalan mide hacmi değişiklik gösterebilirken, tüp mide ameliyatlarında bu standart bir hacime sahip olur. Gastrik Bypass ameliyatlarına göre hastanede kalış süresi tüp mide ameliyatlarında daha kısadır. Gastrik Bypass ameliyatına göre tüp mide ameliyatı daha kolay bir ameliyattır. Gastrik Bypass ameliyatına göre tüp mide ameliyatı kısa süreli bir ameliyattır. Gastrik Bypass ameliyatlarında bağırsak fonksiyonları devre dışı bırakılabilir ve bazı komplikasyonlar görülür ama tüp mide ameliyatlarında böyle bir durumla karşılaşılmaz. Tüp Mide Ameliyatı Olanların Yorumları Tüp Mide Ameliyatı Olanların YorumlarıTüp Mide Ameliyatı Olanların YorumlarıTüp Mide Ameliyatı Olanların YorumlarıTüp Mide Ameliyatı Olanların YorumlarıTüp Mide Ameliyatı Olanların YorumlarıTüp Mide Ameliyatı Olanların YorumlarıTüp Mide Ameliyatı Sonrası İyileşme – Video Obezite cerrahisi olduysanız, geçirdiğiniz sorun ya da tecrübelerinizi, ameliyat sonrası fark ettiğiniz faydalarını bizlerle paylaşabilirsiniz. Mide küçültme ameliyatı olduğunuz için mutlu musunuz ya da keşke olmasaydım diyor musunuz? Eğer tüp mide ameliyatı olmak istiyor korkuyorsanız korkularınızı beraber yenebiliriz.
Hız çağının, hız Hastalığı olan “Reflü” tüm dünyada günlük hayatı tehdit ettiğini söyleyen Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yücel Polat, “Ülkemizde neredeyse her beş kişiden biri bu hastalıkla birlikte yaşamak zorunda kalıyor. Yemek nedeniyle gün boyu huzursuzluk yaşamanın doğru tedavi ve uygulamalarla ortadan kaldırılması mümkün” Beylikdüzü Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Yücel Polat, reflü ve laparoskopik reflü ameliyatı yaptığı açıklamada, “Reflü’nün kelime anlamı “Geriye Kaçış” demektir. “Gastroözofageal Reflü Hastalığı midedeki gıda içeriğinin yemek borusuna geri kaçmasıdır. “Yemek için mi yaşıyoruz? yoksa yaşamak için mi yiyoruz?” sorularının cevabını ararken Reflü olduysak “Sürekli Ekşiyoruz” diyebiliriz” diye konuştu.“LEBLEBİ, ÇEKİRDEK GİBİ MİDE İLACI İSTİYORUZ”Ülkemizde birçok hastalıkta olduğu gibi “Reflü” tanı ve tedavisinde de yanlışlar yapıldığını anlatan Op. Dr. Yücel Polat, “Önce çeşitli bilgi kaynaklarından bilgi ediniyoruz. Bilgiye ulaşanlar kendi kendilerine veya etraflarındakilere hemen tanı koyuyorlar. Sonraki aşamada Kuruyemişçiden leblebi çekirdek ister gibi “Tanıdık Eczane”’ye gidip “Mide İlacı” isteniyor. Tedavi olamayınca ”Yine de bir Doktora soralım aşaması geliyor. Sonra birkaç doktor denemesi daha yapılıyor. Sonunda gelinen noktada “Ameliyatsız geçmeyecek bir neden olduğu ortaya çıktığında Yemek Borusu, Mide de hasarlar yerleşmiş oluyor” dedi.“HER REFLÜ İLAÇLA TEDAVİ EDİLMEZ”Reflü Tedavisinin çeşitleri ile ilgili bilgi veren Op. Dr. Yücel Polat, “Her reflü ilaç tedavisiyle düzelmez. Bunları olabildikçe erken tanımalıyız. Tedavinin gecikmesi görülen zararı arttırarak, hayattan alınan keyfi de azaltır. İlaç tedavisini uygulamayanlar, İlaç yan etkilerine maruz kalanlar, tedaviye rağmen Şikâyetleri tekrarlayan özellikle genç hastalar, hastanın kendi tedavisel tercihi, yemek borusu dışında bedenin etkilendiği astım, öksürük, larenjit, farenjit, ses teli yarası, yemek borusunda kanser dönüşümü yapabilecek değişimlerin tespit edilmesi, PH Metre ile Reflü ve Şikâyetlerin tekrarının tespit edilmesi, yemek borusu alt uç gevşekliği, yemek borusu ve mide fıtıkları, kanamaya neden olan reflü gibi Anatomik değişiklikler olması halinde, Ameliyatla tedavi yapılmak zorunda kalınabilir” diye konuştu.“LAPAROSKOPİK REFLÜ AMELİYATI’NIN AVANTAJI ÇOK”Laparoskopik Reflü Ameliyatları ile hastaların büyük çoğunluğu yüzde 90’dan fazlasının reflü şikayetlerinden kurtulabildiğini anlatan Op. Dr. Yücel Polat, “Ameliyat sonrası ilaç kullanan hasta sayısı oldukça azdır. Yemek yeme alışkanlıklarının, beslenme ve stres kontrolünün sağlandığı hastalarda ilaca bile gerek kalmayabilir. Bu ameliyat şeklinde amaç, varsa mide fıtığını tamir etmek ve asitin yukarı kaçmasını engelleyen sistemi düzeltip, sağlamlaştırmaktır. Bu nedenle en sık tercih ettiğimiz yöntem “Laparoskopik Nissen Funduplikasyon” yöntemidir. Laparoskopik reflü ameliyatı sonrasında hastalar bir gün hastanede yatarlar ve ameliyat sonrasındaki gün gıda alabilirler. Bu yöntemde hasta daha az ağrı çeker. Hastanede kalış süresi kısadır. Genel olarak ameliyat sonrası 1 günlük hastane süresi yeterli oluyor. Ameliyattan sonraki gün kişi normal hayatına devam edebiliyor. Özlediği lezzetlere ulaşmanın tarifi tabi ki inanılmaz. Hastalarımız “Yeniden Doğmak“ gibi diyerek hissettiklerini bizimle paylaşıyorlar” dedi.“ESKİ AMELİYATLARDAN ÇOK FARKLI”Laparoskopik yöntemin faydaları eski ameliyatlardan çok farklı olduğunu belirten Op. Dr. Yücel Polat, ”Açık ameliyatta yaklaşık 20-30 santim karın yarası oluşuyor. Bu yaraya ait mikrop kapma riski daha fazla oluyor. Ayrıca Yaklaşık yüzde 10 hastada bu yaradan fıtık oluşma riski mevcut. Laparoskopik ameliyatta ise bu tür sorunlara çok ender rastlanıyor. Laparoskopik ameliyatta 1 santimden küçük 4 ya da 5 yara oluyor. Bu nedenle sadece sağlık değil, kozmetik olarak da açık ameliyata göre belirgin olarak üstünlük taşıyor” şeklinde konuştu.
Mide küçültme ameliyatı olmak için bakılan tek faktör aşırı kilolu olma durumundan ibaret değlidir. Peki herkes için doğru olmayan mide küçültme ameliyatını kimler yaptırabilir? Sağlıksız beslenme, yaşam şekli, teknoloji ve genetik gibi faktörlerden dolayı son yıllarda hızla yayılan obezite, tüm hastalıkların en büyük nedeni olarak karşımıza çıkıyor. Zayıflamak amacıyla tercih edilen obezite cerrahisi kimlere uygulanabilir? Mide küçültme ameliyatının riskleri nelerdir? Mide küçültme ameliyatı sonrası neden ölüm görülüyor? Yılda 17 bin ameliyatla, dünyada en çok mide operasyonu yapılan ülkelerin başında gelen Türkiye’de, mide küçültme ameliyatları hakkında ki sorularımızı Lotus Obezite Cerrahisi Kliniği kurucusu Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül’e sorduk. MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI KİMLERE UYGULANMALI? Sağlık Bakanlığı tarafından, Sağlık Uygulama Tebliği'nde SUT yapılan değişikliklere göre ameliyat için şart koşulan minimum vücut kitle endeksi 40'tan 35'e çekilmesine rağmen kimler ameliyat olur ile ilgili sorularımızı yanıtlayan Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül şöyle konuştu “Obezite cerrahisinin aşırı kilolu hastalar için belirlediği kriterler olsa bile mide küçültme ameliyatları herkes için uygun değildir. Vücut kitle indeksi ≥ 35 veya üzeri olanların aynı zamanda obezitenin yol açtığı, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, kireçlenme, kolesterol yüksekliği, sindirim sistemi problemleri ve kalp hastalıkları gibi diğer hastalıkları bulunan kişiler için uygundur. Zayıflama yöntemlerini, belirli bir müddet uygulanmasına rağmen sağlıklı bir şekilde kilo verememiş olan kişiler için uygundur. Kişi aşırı kiloluysa bile ilk denenecek yöntem bir diyetisyen kontrolünde, diyet yapmak olmalıdır. Yani obezite cerrahisi ilk seçenek olmamalıdır. Biraz da obezite cerrahisi düşünen hastalarımızın gözünden bakmaya çalışalım. Mide küçültme ameliyatı olmak isteyenler bu kararı güçlükle alıyorlar. Hem toplumun az ye ve zayıfla baskısı hem de, diyet yapıyorum ama kilo veremiyorum düşüncesiyle başarısızlık duygusu ile uğraşıyorlar. Az yemekle zayıflanamayacağı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Herhangi bir ameliyata karar vermek hasta için çok zordur. Bu süreçte bizlere düşen onların yanında olarak destek olmaktır.” MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATININ RİSKLERİ NELERDİR? Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül; “Her ameliyatın kendine has riskleri vardır. Mide küçültme ameliyatı riskleri Anesteziye bağlı riskler, nefes darlığı, enfeksiyon, ölüm, safra kesesi taşları, beslenme bozukluğu, kan pıhtısı, damar tıkanması, kanama, kaçaklar Karın içi iltihap, kusma, fıtık olarak sayılabilir. Genellemek gerekirse bu riskler karın içi ameliyatların hepsinde ortaktır. Şunu da vurgulamak isterim ki safra kesesi ameliyatı sonrası sorun görülme ihtimali, güvenli mide küçültme ameliyatı risklerinden daha fazladır” dedi. MİDE KÜÇÜLTME AMELİYATI SONRASI NEDEN ÖLÜM GÖRÜLÜYOR? Op. Dr. Kaplan Baha Temizgönül “Ameliyatların tümünde olduğu gibi, mide ve bağırsak ameliyatlarının yapıldığı obezite cerrahisinde de, ameliyatta zarar görme, dikiş yerlerinin yeterli iyileşememesinden kaynaklanan karın içi iltihaplar görülebilir. Bu durum tüp mide ameliyatı sonrası kaçak olarak da bilinmektedir. Karın içi iltihabın, erken tanı ve tedavisi ile bu süreç hastaya zarar vermeden tedavi edilebilir. Bu durumda doktorunuza kolay ulaşır ve gözetim altında olursanız karın içi iltihap öldürücü değildir. Obezite cerrahisi tam zamanlı yapılması gereken bir iştir ve diğer mide ameliyatlarından teknik farklılıklar arz eder. Obezite cerrahisi doktorlarını seçerken dikkat etmeniz gereken, ekiplerinde diyetisyenlerin ve obezite cerrahisi sonrası psikolojinizle ilgilenecek bir psikoloğun bulunup bulunmadığı önemlidir. Ameliyat yapılan hastaneler tam donanımlı ve ekipleri bu konuda yeterince tecrübeli mi diye mutlaka sorulmalıdır” dedi.
mide kapakçığı ameliyatı olanların yorumları