🥃 Leyla Ile Mecnun Fırat Albayram

İkincisezonunun çekimleri başlayan "Leyla ile Mecnun"da Erdal Bakkal (Cengiz Leyla İle Mecnun’un İsmail abisi Serkan Keskin ve Meriç Aral konserde yakalandılar! Evleniyorlar mı? Fırat Kanber ‏@FratKanber Sonu yine çok iyi tatlı bitti yerim leyla ile Mecnunu arkadaş bekle şimdi 1 hafta olsun ya #leylailemecnunvarsa olay bitmiştir. LMreplikleri ‏@LMreplikleri 24 dk 2014 yılında ise "Kaçak Gelinler" dizisinde başrollerini Deniz Baysal, Açelya Topaloğlu, Selin Şekerci, Furkan Andıç, Fırat Albayram'ın oynadığı dizide rol aldı. isetamamen kurgusaldır. Dizinin genel konusu Leyla ile Mecnun arasındaki aşk ve bu karakterlerin etraflarında gelişen olaylardır. Oyuncu seçimi Dizinin ana karakterlerini canlandıran Ahmet Mümtaz Taylan, Asuman Dabak, İştar Gökseven ve Köksal Engür gibi ünlü oyuncuların yanında; Ezgi Asaroğlu, Ali Atay ve Beste Bereket gibi 7 İbn-i Selam’ın Leyla’yı görüp âık olması ve ailesini izdivaç için göndermesi. 8. Nevfel’in Mecnûn ile tanıması ve ona yardım etmek için Leyla’nın kabilesiyle savaması. 9. Mecnûn’un Leyla ile görüebilmek için bir İhtiyar ile dilencilik yapması ve baka bir gün körlük bahanesiyle Leyla ile görümesi. 10. Leylaile Mecnun. (seriál) Leyla and Mecnun. Komedie / Drama / Fantasy. Turecko, (2011–2022), 171 h 3 min (Minutáž: 60–103 min) Leylaİle Mecnun, Aziz Nesin, 6197, Adam Yayınları, Edebiyat Roman Öykü. Tüm siparişleriniz 2 iş günü içverisinde İstanbul depomuzdan gönderimi yapılır. Kitabın kondisyonu hakkında tereddüttünüz varsa firmamızla irtibata geçerek fotoğraf veya videosunu istiyebilirsiniz. NOT: İkinci El Kitap özelliklerini DETAYLI okuyunuz. Bu hale müteessir olan Mecnûn, ıztıraplarının te ‘siri ile, büsbütün aklını kaybeder. O sırada kendisini görüp, muradına erdirmek isteyen Mervân b. El-Hekem (45-65;675-683)’in vergi (sadakat) me’muru Omar b Abd el-Rahmân ile yerine tâyin edilen Nevfel b. Musahik’m teşebbüsleri boşa gider. Ahmet Mümtaz Taylan da dizinin kadrosunda ve yeni dönemde İskender olarak da izleyicilerin karşısında olacak. Taylan’ın önündeki projeler bir hayli fazla . Mevlana isimli TRT1 dizisinde de yer alan Taylan’a ayrıca Show TV’nin iddialı yeni dizisinden de teklif gitti. Murat Yıldırım’ın isminin geçtiği Aziz isimli dönem fIbUIUs. Türk dizileri arasında o kadar farklı bir yere sahip ki Leyla ile Mecnun, hâlâ izleniyor, hâlâ yeniden çekilmesi isteniyor. Bugüne kadar dizinin devam edip etmeyeceğine dair hemen hemen her gün sosyal medyada dedikodular dolaştı. Dizinin senaristi Burak Aksak, Leyla ile Mecnun hasretini, aynı isimle yazdığı kitapla gidermek için kollarını sıvamıştı. Ve sonunda Aksak'ın kendi kurduğu Küsurat Yayınları etiketiyle, kitap okurlarla buluştu. Hem de alternatif bir son ile... Bir araya geldiğimiz Aksak ile yeni kitabını, Leyla ile Mecnun efsanesinin nasıl doğduğunu ve ileriki zamanlar için efsane dizinin yeniden çekilme 'ihtimali' konuştuk... Önce bir roman ya da hikaye yazılır, ardından dizisi ya da filmi çekilir ama bu kez tersi oldu. Leyla ile Mecnun kitap olarak okurlarla buluştu. Nasıl çıktı bu kitap ortaya?Biz dizide de tersten gittiğimiz için normal o. Diziyi alıp kitap yapmadım aslında. Diziye başlarken bir hikayem vardı. 20’inci bölümlere doğru, 39’da bitiririz dedim. Bütün karakterlerin de bir sonu vardı. Bizim 30’uncu bölümde daha 3 ana oyuncumuz ayrılmak zorunda kaldı. O dönemki durumu oturup değerlendirdik, Haydi devam edelim’ kararı çıktı. Böyle olunca 104 bölüm süren bir iş oldu. Karakterler sürekli değişti ve bambaşka finaller çıktı her seferinde. Bu ilk kullanamadığım karakterlerin olduğu final aklımda çok kaldı. Bununla ilgili bir şey yapmak istiyordum. Dizi, film de olurdu. Ama oyuncuları bir araya getirmek pek mümkün değildi. Hâlâ da değil. O zaman bunu kitap olarak yazayım dedim. Hem özlem gidermiş oldum hem de kafamdaki, o yapamadığım finali yapmış ve video Kubilay Altuğ Video montaj Aytaç AkyurtBU KİTAP ÜZERİNE FİLM İNŞA EDİLEBİLİRHerkes bu kitabın yeni bir Leyla ile Mecnun filmine vesile olup olmayacağını merak ediyor…İnşallah. Fikren ve malzeme olarak, bunun üzerine bir film inşa edebiliriz aslında. Ama bütün oyuncuları bir araya getirme meselesi zor olabilir. Herkesin başka kariyer planları var. Başka işler yapıyorlar. Kitapta mesela Kaan karakteri 9 yaşında ama Ege Tanman koca adam oldu. Boyu beni geçti. Baya jön oldu, şimdi gelse Mecnun’u oynar. Bir oyuncu da olmazsa tadı olmaz. Herkes o karede görmek ister. Ben izleyiciyim ki, o insanları aynı şekilde görmek isterim. Yoksa hep bir eksiklik okuyan oldu mu?Onların kitaplarını imzaladım. Daha henüz kimse alternatif son var kitapta. Bu kafanızdaki finalin olmaması sadece üç ana oyuncunun diziden ayrılması mıydı?Evet, evet… Üç karakter gidince yapılamadı. Bir de çok uzun sürdü. Bizim ilk sezon finali de bir final niteliğindeydi. Her sezon büyük final yaptık biz. Haliyle onları kullanamadık. İçimde kaldı, onlar kötü oldu’ diye değil. Onlar da çok güzeldi. Sadece oyuncular gittiği için içimde kalan uhde vardı. Onu burada tamamlamaya televizyondan tanıdığımız için, okurken de onların sesiyle diyaloglar okunabiliyor. Bunun bir risk olabileceğini düşündünüz mü kitabı yazarken?O benim için bir avantaj oldu. Diziyi yazarken de ilk 3 bölümden sonra oyuncuların kattığı şeyler senaryoyu geliştirdi. Haliyle daha kolay bir dil yakalayabildik. Oradaki dili buraya taşıdık. Yazarken işimi kolaylaştırdı. Hem de diziyi izleyen daha çabuk tanıyabiliyor karakteri. Ama şu var, hiç Leyla ile Mecnun izlememiş birisi kitabı okusa ne olur diye, birisine okuduk. O da meseleyi anladı, kavradı. Kimi kafasının karıştığı noktaları PAYLAŞIRIM SEVE SEVEKitapta kimi karakterlerle ilgili Belki hikayesini kendisi anlatır’ diyorsunuz. Evet, İsmail Abi, Yavuz ve Erdal Bakkal’da girdik. Onları bir maceranın içine tek başına sokmak acaba nasıl olur’ fikri sürekli gelen bir şeydi, dizi olduğunda beri. Biz Behzat Ç. ile ortak bir bölüm yapmıştık. Onun da aslında ayrı bir tadı olduğunu gördük. Daha sonra onlarla ilgili bir şey çıkar mı bilmiyorum. Ama kafamda şey var mesela, 3720 yılındaki Erdal Bakkal’ı görmek ve dünyayı Erdal Bakkal kurtaracak hikayesi’ beni çok etkiliyor mesela. Sahneler geliyor aklıma. Gülüyorum ama o kadarcık bir malzeme kitap yazmaya yeterli değil. Ama kendi içimde onları yaşayıp çok ile Mecnun’un ekmeğini yiyor meselesi var. Buna bir cevap vermek ister misiniz? Şunu söyleyeyim, orada büyük bir ekmek yok Gülüyor. Onu bilsinler. Ekmek, televizyon ve reklam dünyası durumu. Kitaptan çok ekmek yeme durumu olmaz. Ama insanlar seni bir yerde gördüğü zaman Aha bunu ekmeğini yiyor’ diye yaftalayabiliyorlar. Gelsinler paylaşırım ekmeğimi seve de, kitapta da hep bir mahalle tadı var. Yeşilçamvari filmleri kim yazıyor denildiğinde, akla siz geliyorsunuz. Bakırköy Tren İstasyonu, Eminönü Çarşısı gibi mekanlar da geçiyor kitapta. Çocukluğunuza dair anıların canlanması mı bu?Ben aslında kitapta yazdığım yerlerde büyüdüm. Onların şu anki hali beni biraz üzüyor. Daha sonra ne olacak bilmiyorum. Belki çok daha gelişip, acayip olacak. Bakırköy Tren İstasyonu’nda inip, meydan çıkışından değil de diğer çıkıştan çıkıp, barakalardan kitap alıyordum. İkinci el kitap vardı orada çünkü. Çocukluğumun geçtiği yerdi. Yedikule Zindanları’nın içinde top oynayarak büyüdüm. Surdibi’nde çıraklık yaptım. Oralarda yaşayınca haliyle yazdığınız şeylere bu tesir ediyor. İstemesiniz de ediyor. Kireçburnu diye bir şey çıktı bu diziyle. Halbuki benim yaşadığım yerlere benzer sokaklar. Hepimiz aynı yerde büyüdük ya… Samatya değil de başka bir mahalle. Haliyle o insanları etkiliyor ve hüzün mü, komik mi, nostaljik mi, bilmiyorum ama her şeyde kullanmaya çalışıyorum. Öyle bir mahalle yazdığınız zaman şu var, öyle bir sokak artık yok. Çok kısıtlı alan var. Oralarda pekçok iş çekiliyor. Yer bulamayabiliyorsunuz. O eski mahalleler bitmiş bir dili de var kitabın. Popüler kültürle dalga da geçiyor. Bengü’nün Gezegeler’ şarkısı var mesela, 150 dakika dizi mi olur’ diye bir sitem var. Kendimizle dalga geçme halinin de azaldığı bir dönemde, bu sizde sürüyor…Bize de baktığınız zaman mesela insanların yaftaladığı şey popüler kültür. Evet, oradayım ve onunla da dalga geçiyorum. O ciddiye alma durumunu daha önce söylemiştim. Bir Yeşilçam efekti üstümüzde var. Dünya sinemasında esamisi okunmayan, teknik olarak kalitesiz işler belki ama bizim duygularımıza dokunduğu için 30 yıl, 40 yıl önceki işleri hâlâ çok seviyoruz. Burada da bir iş yapıyoruz ama kendimizi ciddiye alma yerine, Bakalım, bu kitapla, bu diziyle ilgili insanlar 30 yıl sonra ne düşünecek’ diyoruz. Bunu yaparken de eğlenmeye çalışıyoruz. Yoksa hakikatten kitap yazmak çok zor bir iş. Yazarken bir yerde de kendinle dalga geçmezsen o iş yürümüyor. İnsanların sana vurduğu yer de o olunca, gel vur’ İLE MECNUN’UN ÇIKIŞ ÖYKÜSÜYazma serüveni nasıl başladı? Ben liseden beri sürekli yazıyorum. Ama yazarak geçinemiyorsun. Yaş belli bir noktaya geliyor, üniversiteye gitmemişsiniz, ailenizin sizden beklentileri var, annen diyor ki Kaymakam olacaksın’… E, şimdi ben ne yapmalıyım? Bir senaryo ekibine dahil olmak için görüşmüştüm. Hiç bilmiyordum diziyi o dönem. Bir iki bölüm izledim ve sabaha karşı 0400’te, dizinin ne kadar güzel olduğunu ancak içinde olamayacağımı söyleyen bir mail attım. Evet, bir ekibe girmek hem işi öğrenmek adına yapılması gereken bir şey ama, inan giremiyordum o işin içine. O zaman Ne yapacağım’ dedim. Bizim Samatya’daki evde tavan akıyordu. Vileda kovasını koymuştum akan yerin altına. Kutuyu oraya koyunca, sopayı da sandalyeye dayamıştım. O an, beyaz plastik dayalı sandalyeye dayalı sopayı görünce, Uhrevi bir şey, bir aksakallı dede’yi gördüm. Böyle biri gelse elinde sopayla ve dese ki, Ulan gerizekalı, şunu yapmak zorundasın, bu yap, hayatın bambaşka olacak’… Öyle bir fikir gelmişti. İlk Leyla ile Mecnun karakterlerinden birisi o zaman çıkmıştı. Sonrası baya matematiksel siz misiniz? Yüzde 50’si bensem, yüzde 50’si Ali Atay’dır. Çünkü o bir dil ve karakter yarattı. Ama ben yazdığım zaman da, kendi hikayemi anlatıyorum. Kamil’den, İsmail’den hayatımdam bir parça var. İnsanın hayatında çok hüzünlü, çok komik şeyler var ama hepsini tek bir adama toplayamıyorsun. Patavatsız taraflarım da var, insanlara söylemek isteyip de söyleyemediğim şeyler var. Onların hepsini mesela Erdal Bakkal’a söyletiyorsun. Hepimiz öyle olsak dünya yaşanmaz bir yer olabilir yani Gülüyor.Cast süreci nasıl gelişmişti? İlk günler nasıl geçiyordu sette?İlk günler ne yaptığımızın biz de çok farkında değildik. Herkes bir araya toplandı. Ben Serkan Keskin ve Ushan Çakır’la çalışmıştım, ikisini biliyordum. Çok iyi oyuncular. Diğer oyuncularla yeni yeni tanışıyorduk. İkinci set günü Ali Atay heyecanla bir şey anlatıyordu. Hep bir karmaşa halindeydi. Sonra Cengiz Bozkurt’un oyunculuğunu gördük ve Bu ne!’ dedik. Kafamızda tasarladığımız, orada bir bakkal olacak, bu gençlerin ve mahallelinin toplandığı yer olacaktı. Ama Cengiz abi öyle bir oynamış ki, dedik ki, Tamam, bunun üzerine gidelim’. O da ana karakterlerden birisi oldu. Çok güzel paslaşma durumu oldu. 6 gün evde yazıyordum, bir gün de toplantı durumu vardı. Oyuncu sette bir şey katıyor, yazan onu izleyince hoşuna gidiyor ve geliştirmeye çalışıyor. İşin bu kadar konuşuluyor olmasının sebebi de o uyum. Piyasadan farklı bir dil konuşuyor bu adamlar ve aralarında aynı dili konuşabiliyorlar. En büyük sihir YAYINLANMASI FANTASTİKTİKitapta önsözde TRT’ye teşekkür ediyorsunuz. Bugün baktığımızda 5 yıl önce TRT’de böyle bir dizinin yayınlanmış olması fantastik gelmiyor mu?Fantastik, evet! O zaman da zaman da öyleydi ama şimdi açık sansür var, başka durumlar var… Daha birinci bölümden itibaren insanların en çok etkilendiği noktalardan birisi de şuydu, TRT’de böyle bir iş nasıl yayınlanıyor!’ 104’üncü bölüme kadar insanlar bana bunu sordu. Sonra da TRT bu diziyi nasıl kaldırdı’ dediler. Aslında ikisi de fantastik bir durum belki. Bugün için televizyonda da bir şey var. Diziler çok uzun, böyle bir komediyi TRT’de değil, başka bir yerde de yapamıyorsunuz. O süreler, o bahsettiğin sansür durumu… Sansüre bir şekilde yine çare bulunur. Bir adamın orada içki içmesi gerekiyor, üzümle sarhoş oluyor… Küfür etmesin de, küfre karşılık gelen şeyler kullanalım. Böyle şeyler çıkabiliyor. İnsan o sansürle baş edebilmeyi öğrenmeli bence. Ama, daha büyük sorunlar var. Dizi süreleri, ne tutuyor, ne tutmuyor, komediye olan rağbet durumu…Gezi Parkı’na destek için çekilen video, dizinin bitirilmesinde etkili olmuş muydu?Gezi Parkı videosu aslında, olaylardan çok daha önce ekibin arasında yaptığı bir şeydi. Kendi aralarında doğaçlama yaptılar. Sonraki durumda etkili oldu mu bilmiyorum. Ben hâlâ TRT’yle görüşüyorum. Söylenen şu, TRT’den daha çok TRT’çi olma!’ Bu çok güzel bir şey. İlerleyen süreçte orada da bir süre durumu var. O zamanda zaten konuşuluyordu dizinin kalkması. O dönemde çıkıp, Reyting yüzünden’ denmişti. Haliyle yetkililer bir şey söylüyorsa, inanmak Yayınevi nasıl doğdu?Leyla ile Mecnun’un bu finalini yapma fikri vardı kafamda. Bunu nasıl yapacağımla ilgili ben karar vermeliydim. Dizi ya da film yaparken, işin içinde yapımcı, oyuncu, kanal yönetimi var… Hepsinin de bir fikri var. Bu sadece sansürle ilgili de değil. Bir kanal yöneticisi de fikrini belirtebiliyor. Her şeyiyle benim kontrolümde olsa diyordum, zamanında. Sonra Selçuk Aydemir da, Liseden Arkadaşlar’ diye bir şey yazdım. Haydi, bir şey yapsana, kitabı da oradan çıkartalım’ dedi. Selçuk’la başlayan süreçten sonra yüzden fazla kitap projesi geldi. Bir yılda 12 kitap bastık. Genelde yazarların ilk kitabı. Ve piyasaya birilerini kazandırma amacı doğuyor burada. Çok komik kitaplar var aralarında. Çok kendine has dili olan psikolojik, polisiye kitaplar var. Küsurat, kendi hikayelerini anlatan insanlara kapı açmaya ÇOK ÖNEMLİ YERİ VARSelçuk Aydemir kuzeniniz. Hayatınızda önemli bir yeri nasıl tarif edersiniz?Biz pek çok şeyi beraber yaşadık, beraber öğrendik. Sadece sektörle alakalı değil. Benden 3,5 yaş da büyük olduğu için, hayata dair en ufak şeyde bile katkısı vardır bana. Bir yol açmıştır. Hayatımda çok önemlidir Selçuk. İnşallah da böyle devam eder. Bazen dönem dönem hiç görüşemediğimiz de olarak tekrar sorayım, Leyla ile Mecnun’a dair dizi ya da film projesi için umutlanalım mı?Bu çok farklı parametreler var orada. Oyuncusundan ekibine… Hepsi bir araya gelebilir mi bilmiyorum ama, ben her zaman varım! Sadece onu söyleyeyim. Belki oradan gaza gelip, bütün ekip toplanır, bize sürpriz olur. - 1537 Son Güncellenme - 1539 Güncelleme - 1539Leyla ile Mecnun dizisindeki Mecnun karakteri ile hayran kitlesini artıran Ali Atay yeni bir dizi ile ekrana gelmeye hazırlanıyor. Çekimlerine başlanan dizi Mutlu Ol Yeter'de Ali Atay'a önemli isimler eşlik edecek. İşte Mutlu Ol Yeter'den sürpriz detaylar..Yapımcılığını NTC Medya Mehmet Yiğit Alp’in üstlendiği, senaryo danışmanlığını Yiğit Özgür’ün yaptığı, senaryosunu Ali Demirel, Barış Erdoğan’ın yazdığı, yönetmenliğini Kerem Çakıroğlu'nun yaptığı yakında Atv ekranlarında izleyicisiyle buluşacak 'Mutlu Ol Yeter' dizisinin kadrosu belli kuzenin komik hikayesinin ekrana yansıtılacağı dizi çok yakında yayınlanmaya KadrosuAli Atay CanAslı Enver ZeynepErtan Saban BabürÖner Erkan GüneşFırat Albayram DevremAyten Uncuoğlu Azize AfifeSait Genay ZiverTülay Bursa ŞerifeBülent Seyran KamerEfe Tuncer VefaNil Günal NurtenSeda Türkmen Ayşe 1017 Leyla ile Mecnun dizisinin başrol oyuncusu Ali Atay ve güzel oyuncu Aslı Enver'in başrollerini paylaşacağı "Mutlu Ol Yeter" dizisi nisan ayında ekranlarda olacak. Leyla ile Mecnun dizisinin başrol oyuncusu Ali Atay, Aslı Enver, Fırat Albayram, Öner Erkan ve Ertan Saban'ın başrollerini paylaştığı Mutlu Ol Yeter dizisinin çekimleri başladı. İki kuzenin komik hikayesinin ekrana yansıtılacağı dizi çok yakında yayınlanmaya başlayacak. İKİ KUZENİN KOMİK HİKAYESİ NTC Medya'nın yapımcılığını üstlendiği dizinin yönetmeni Kerem Çakıroğlu, proje danışmanı Yiğit Özgür ve senaryo yazarları ise Ali Demirel ile Barış Erdoğan. Mutlu Ol Yeter dizisi iki kuzenin komik hikayesini anlatacak. NİSAN AYINDA EKRANLARDA OLACAK Leyla ile Mecnun dizisiyle büyük bir üne kavuşan Atay ve en son Hatasız Kul Olmaz dizisinde izlediğimiz Saban'ın başrollerinde yer aldığı yapımın hazırlıkları tüm hızıyla sürüyor. İkili aynı zamanda Atay'ın yaz aylarında çektiği 'Limonata' isimli filmin son hazırlıklarını yapmak ile de meşgul. Mutlu Ol Yeter'in Nisan ayında ekrana gelmesi planlanıyor. Dizinin oyuncu kadrosu ve rolleri ise şu şekilde Ali Atay Can, Aslı Enver Zeynep, Ertan Saban Babür, Öner Erkan Güneş, Fırat Albayram Devrem, Ayten Uncuoğlu Azize Afife, Sait Genay Ziver, Tülay Bursa Şerife, Bülent Seyran Kamer, Efe Tuncer Vefa, Nil Günal Nurten, Seda Türkmen Ayşe. Kaynak Ertan Saban, Öner Erkan, Aslı Enver, Ali Atay, Magazin, Son Dakika Son Dakika › Magazin › Mecnun'un Yeni Dizisi 'Mutlu Ol Yeter' Çekimlere Başladı - Son Dakika Bu haber tarafından hazırlanmış olup habere tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı kurumudur. Son Dakika Ya râb bela-yı aşk ile kıl aşina beni Bir dem belâ-yı aşktan etme cüdâ beni Ya rab, beni aşk belasıyla tanıştır, Bir an olsun bile beni aşk belasından ayrı düşürme. Bu beyitte mutasavvıf bir şair olan Fuzuli’nin aşk belasından kastı Allah aşkından başkası değildir. Tasavvufa göre bir tek gerçek aşk vardır Allah aşkı. Bu aşk-ı hakiki, aşk-ı ilahidir, oysa insana duyulan aşk beşeri aşktır ve gerçek değildir. İnsan dünyaya aşk-ı ilahiyi aramaya gelmiştir ve hayatın mutlak gayesi de budur. İşte bu beyitte de fuzuli Allah’a kendisini önce gerçek aşkla tanıştırmasını, sonra da bir an olsun bu aşktan kendisini ayırmamasını ister. Bu beyitte geçen bela kelimesi aynı zamanda arapçada gam, keder manasına gelmektedir. Bu açıdan beyite baktığımız zaman aynı zamanda aşkın belasının yanında aşkın getirdiği gam ve kederden de bahsetmek mümkündür. Az eyleme inâyetini ehli derdden Yani ki çok belâlara kıl mübtelâ beni Dert ehlinden iyiliğini eksik etme, yani beni çok fazla belaya mübtela et. Burada fuzuli dert ehli olduğundan bahseder, ancak bu dertlerden şikayetçi de değildir. Aksine memnuniyet duyar ve bu dertlerin devamını diler. Oldukça ben götürme belâdan iradetim Ben isterim belâyı çü ister belâ beni Ben yaşadıkça beni beladan ayırma, dileğim budur. Ben belayı, onun beni istediği için isterim. Burada fuzuli, belayı çektiğinden bahseder. Yine belayı iki anlamıyla ele almak doğru olacaktır. Yani gam şairi, şair de gamı sever. Ama bu beyitte yine şikayet etmez, hatta Allah’tan bunun devamını diler. Gittikçe hüsnün eyle ziyade nigarımın Geldikçe derdine beter et müptelâ beni Sevgilimin güzelliğini gittikçe daha çok arttır. O’nun derdine düştükçe beni de daha beter et. Bu beyitte de sevgilinin güzelliği arttıkça fuzuli aşk belasına daha çok müptela ister, zira onu yaşatan artık aşktan başka bir şey değildir. O sevgilisini sevdiği için, sevgilisinin güzelliği de günden güne artar. Yani sevgiliyi güzel yapan Fuzuli’ nin ona duyduğu büyük aşktır. Öyle zaîf kıl tenimi firkatinde kim Vaslına mümkün ola getürmek saba beni Yokluğunda bedenimi öyle hafif yap ki, Sabah rüzgarı bile beni ona kavuşturmaya yetsin. Fuzuli bu beyitte sevgili olmadan zaten yok olacağını, eriyip gideceğini kasteder. Tasavvufi açıdan baktığımızda bunu “bir lokma, bir hırka” felsefesiyle açıklamamız mümkün olacaktır. Zira, yaşamak için gereken şeylerin dışındaki hiçbir şey insana gerekli değildir, insan Allah’a kavuşacağı gün için yaşar, bu vuslata erişinceye kadar da imtihan alemi olan dünyada dünyevi zevklerinden arınıp kavuşma gününü bekler. İkinci dizede şair saba rüzgarına atıfta bulunmaktadır. Nesim olarak da bilinen bu rüzgar sevgili ile aşık arasında haberci olmasından dolayı divan şiirlerinde sıkça geçer. Kah sevgilinin saçlarının güzel kokusunu aşığa ulaştırır, kah aşıktan sevgiliye bir mesaj iletir. Nahvet kılıp nasib fûzûlî gibi bana Ya râb mukayyed eyleme mutlak bana beni Ya rab, bana fuzuli gibi kibir verme ve beni asla kendimle bırakma. Son beyitte fuzuli tecrit sanatı ile kendisine dışardan bakar ve Allah’tan kendisine “fuzuli gibi” gurur, kibir vermemesini diler. Ayrıca kensini yalnızRabsiz bırakmaması ister Allah’tan. Çünkü dünyanın onun için amacı Allah’a ulaşmaktır. Bu amaçtan ayrı düşerse hiçbir şeyin kıymeti yoktur. Ayrıca Leyla ile Mecnun efsanesini okumak için “buraya“; Fuzuli’nin bu mesnevisi hakkında bilgi almak için “buraya” dokunabilirsiniz. » “Fuzuli“ sayfasına dön! Yorum Yap! Yazı Ayrıntıları... Yazdır! Bu Yazıyı Paylaşın!

leyla ile mecnun fırat albayram