🦦 Bakara Suresi 11 Ayet Tefsiri
BakaraSuresi Tefsiri | 253-254. Ayet-i Kerimeler | Prof. Dr. Orhan Karmış ile Tefsir Dersleri. Âl-i İmrân Suresi Tefsiri | 174-180.
11 Ve iza kıyle lehüm la tüfsidu fil erdı kalu innema nahnü muslihun . 12. Ela innehüm hümül müfsidune ve lakil la leş'urun Bakara Suresi Tefsiri: 1 - (Elif, Lâm, Mîm.) 2 - İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir. 3 - Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve
10- semerkandÎ tefsİrİ: 11 - taberÎ tefsİrİ: 12 - a.el-kur’Ân (cessÂs) 13 - a.el-kur’Ân (İ.ŞÂfİÎ) 14 - a.el-kur’Ân (İbn arabÎ) 15 - abdurrezzÂk tefsİrİ: 16 - bahr el-muhÎt: 17 - begavÎ tefsİrİ: 18 - buhÂrÎ tefsİrİ: 19 - cevÂhİr el-hİsÂn: 20 - g.el-kur'Ân (İ.kuteybe) 21 - hasan-i basrÎ tefsİrİ: 22
BAKARASÛRESİ 168.-171. ayetlerin tefsiri. Ahir 8.11.18. Temiz Şeylerin Helâl Ve Haram Şeylerin Haram Kılınmasının Menşei. 168- Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerden helâl ve temiz olanlarını yiyin. Şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size apaçık bir düşmandır. 169- O size ancak kötülüğü, hayasızlığı ve
11Teşrî hususunda yapılması istenen dua şekli. [156] KAYNAK: Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir, Risale Yayınları: 2/9. bakara 286, bakara suresi 286. ayet tefsiri, bakara suresi 286. ayet fazileti. Bu kategoride yer alan Kurtubi tefsirinden kureyş süresi tefsiri başlıklı yazımızı da okumanızı tavsiye ederiz. Benzer Yazılar:
BakaraSuresi 11. Ayet Tefsiri. Her Şey. Kitaplar
B8dvb.
❬ Önceki Sonraki ❭ وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ قَالُوٓا۟ إِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ
Bakara Suresi 11. ayeti ne anlatıyor? Bakara Suresi 11. ayetinin meali, Arapçası, anlamı ve tefsiri...Bakara Suresi 11. Ayetinin Arapçasıوَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ لَا تُفْسِدُوا فِي الْاَرْضِۙ قَالُٓوا اِنَّمَا نَحْنُ مُصْلِحُونَ Bakara Suresi 11. Ayetinin Meali AnlamıOnlara “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın!” dendiği zaman, “Hayır! Biz ancak ıslah edicileriz” Suresi 11. Ayetinin TefsiriTürkçe’ye genelde “bozguncu” olarak çevrilen الْمُفْسِدُ müfsid kelimesi “fesâd” kelimesinden gelmektedir. Fesâd, bir şeyin faydalı olmaktan çıkması, normal hâlinden uzaklaşması ve bozulması mânalarına gelir. Ayrıca doğru olanı bırakıp, yanlış olana geçmek, gerçeğe teslim olmamak ve bozgunculuk yapmak anlamları da vardır. Bu kelimenin zıddı “sulh” ise barış, ıslah etmek, bozulan bir şeyi tamir etmek, bir şeyi iyi ve sağlam yapmak anlamınadır. Buna göre fesat, her türlü zararı, sulh ise her türlü faydayı içine alır. Âyette geçtiği şekliyle “müfsid”, bozgunculuk yapan; bir şeyi bozup faydalı olmaktan çıkaran, daha açık bir ifadeyle işi gücü fesat çıkarmak olan yaptıkları bozgunculuk, insanlar arasındaki münâsebetleri bozarak toplumda düzensizliğin meydana gelmesine sebep olmaktır. Meselâ onlar, müminlerin sırlarını kâfirlere söyleyerek onları mü’minlere karşı kötülük yapmaya yönlendiriyorlardı. Ayrıca kâfirlerle dostluk kurarak, insanları hidâyet yollarından uzaklaştırmaya çalışıyorlardı. Böylece münafıklar, tarih boyunca içinde yaşadıkları toplumlarda fitne unsuru haline gelmişler, sulh ortamını bozarak insanları birbirine karşı kışkırtmak suretiyle neticesi savaşlara kadar varan düşmanlıklara sebep en büyük bozgunculuk, Allah’a isyan etmektir. Zira dinin emirleri ve nehiyleri hem dünya hem de âhiret hayatını en iyi şekilde tanzim ve sulh ortamını temin etmek için konulmuştur. Bu itibarla dini emirler terk edilip, herkes nefsinin arzusuna göre hareket ederse, o takdirde her tarafı fesat, kargaşa ve anarşi kaplayacağında şüphe fesat ve kargaşaya sebep olan münafıklara bozgunculuk yapmamaları söylenince “Biz Sadece ıslah edicileriz” derler. Yapılan şiddetli bir uyarıya karşı, vicdanlarına dokunduğundan dolayı psikolojik olarak o nispette tepki gösterirler. “…Size samimi olarak nasihatte bulundum. Fakat siz nasihat edenleri sevmiyordunuz” Arâf 7/79 ayeti gereğince nasihat edeni benimsemez; ona kulak verecek yerde tam aksi bir istikamette cevaba yeltenirler. Esasen gururlarını rencide eden bu nasihatin muhtevasına uymanın, hastalıklarını tedavide ne kadar önemli olduğunu bilselerdi, böyle demezlerdi. Yine onlar, kalplerinde bulunan hastalık sebebiyle, idrakleri köreldiğinden yaptıklarının güzel bir şey olduğuna inanmış ve ifsadı ıslâh olarak tasavvur etmişlerdir. Yahut böyle söylerken, inkâr etmek suretiyle yaptıkları fesat ve bozgunculukları örtmeye yola girerlerse girsinler, hangi mazeretin arkasına sığınırlarsa sığınsınlar, kendilerini ne kadar tezkiye ederlerse etsinler ilâhî fermanın beyânıyla onlar, bozguncuların ta kendileridir. Zira kalpleri bozuk, itikatleri bozuk, söz ve fiilleri de bozuktur. Bu kadar bozukluktan nasıl bir ıslah zuhur edebilir? Bu sebeple ayet, oldukça tekitli bir üslupla onların kanaatlerini ve söylediklerini yalanlamakta; onları kelimenin tam mânasıyla “müfsit” olarak nitelemektedir. Fakat onlar bu gerçeğin farkında değildirler. Zira manevî his yolları kapanmış ve bilinçleri kaybolmuştur. Ayet aynı zamanda mü’minleri de, münafıklar karşısında uyanık olmaya ve onların hakikate aykırı sözlerine aldanmamaya davet beşinci vasfı, onların sefih yani aptal ve beyinsiz kimseler olmalarıdırBakara Suresi tefsiri için tıklayınız...Kaynak Ömer Çelik TefsiriBakara Suresi 11. ayetinin meal karşılaştırması ve diğer ayetler için tıklayınız... İslam ve İhsan
Bakara Süresi 10, 11, 12. Ayet Meali ve Tefsiri & Ömer Nasuhi BilmenBakara Süresi Onların kalplerinde bir hastalık vardır. Allah da onların hastalığını çoğaltmıştır. Söylemekte oldukları yalanlar sebebiyle de onlar için elim bir azap Süresi 10. Ayet Tefsiri Onların o münafıkların kalplerinde o kötü inançlarından, hareketlerinden dolayı ağır, öldürücü bir hastalık vardır. Bu ruhi, manevi bir hastalıktır. Allah Teala’da onlar için bu elem verici hastalığı artırmıştır.Kur’an’ı Kerim’in ayetleri indikçe, İslamiyet her tarafa yayıldıkça onların düşmanlıkları, nifakları artarak küfürleri kat kat olmuştur. Ve onlar için yalan söylemeleri İman etmedikleri halde kendilerini mümin göstermeleri sebebiyle gayet acı bir azap vardır. Artık onlar için bu yalancı tavırlarından, bu münafıkça hareketlerinden dolayı pek ağır bir cehennem azabı münafıklar böyle bir sonuca pek fazlasıyla layık olmuşlardır. Münafıklardan bir çokları bu kötü hareketlerinin cezalarını daha dünyada iken de görmüşlerdir. Bunun daha müthişini ise ahirette ve Tavus’tan Hastalıktan kasıt riyadır dedikleri rivayet edilmiştir. İbn Abbas Bir hastalık vardır ile hastalıklarını artırmıştır cümlelerindeki hastalıktan kasıt, nifaktır b. Zeyd b. Eslem “Onların kalplerinde bir hastalık vardır” ayeti hakkında şöyle der Bu dünyada, bedeni olmayan bir hastalıktır. Ayette bahsedilenler, münafıklardır. Hastalık, kalplerine girmiş İslam’a dair şüphedir.“Allah’da onların hastalıklarını artırmıştır“. Yani pisliklerini çoğaltmıştır. Nitekim Allah “Herhangi bir süre indirildiği zaman onlardan bir kısmı der ki “Bu sizin hanginizin imanını artırdı” İman edenlere gelince bu süre onların imanlarını artırır ve onlar sevinirler. Kalplerinde hastalık kafirlik ve münafıklık olanlara gelince, onlarında pisliklerine pislik katar Tevbe 124-125” şerlerine şer, sapıklıklarına sapıklık katar. Abdurrahman’ın söylediği güzeldir ve bu “amelin mükafat veya cezasını aynı türden bir şeyle verme” kabilindendir. Bu Allah’ın “Doğru yolu bulanlara gelince, Allah onların hidayetini artırır ve sakınmalarını sağlar Muhammed 17” buyruğunun Süresi 11. Ayet Ne zaman onlara “Yeryüzüne fesat saçmayın!” denilse “Biz sadece barışçıyız, ortalığı düzeltmekten başka işimiz yok!” Süresi 11. Ayet Tefsiri Bu mübarek ayetler de münafıkların hakkı kabul etmediklerini, müminleri küçümseyip kendi fenalıklarında ısrarlı bulunduklarını bildirmektedir. Şöyle ki Onlara o münafıklara yer yüzünde fesatta bulunmayınız kötü, fesatçı hareketlerden kaçınınız denilince bunu reddederler, kendilerinin alemi ıslah edici olduklarını iddiada bulunarak Biz ancak ıslah edici kimseleriz, derler. Kendi kusurlarını görüp itiraf Yer yüzünde böyle bir takım şahıslar vardır ki kendi sapıklık ve beyinsizliklerinin hiç de farkında değildirler. Onlar bütün insanlık için zarar verici hareketlerde bulundukları halde bunu medeni, insani bir hareket sanırlar. Artık bu gibi zararlı şahıslardan Süresi 12. Ayet Gözünüzü açın, bunlar bozguncuların ta kendileridir, lakin şuurları yok, farkında Süresi 11. Ayet Tefsiri Ey müminler! Ey akıl sahipleri!.. Uyanık bulununuz, öyle beyinsizce münafıkca hareketlerde bulunan şahısların aldatmalarına kapılmayınız. Haberiniz olsun ki fesat çıkaran şahıslar onların kendileridir. Asıl fesada, alemin huzurunu bozmaya çalışan onlardır. Fakat ne garip ki Bunu anlamazlar. Bu hareketlerin farkında Turan Yazılım / Mürşit 5 / Kur’an / Tefsir / Bilmen
bakara suresi 11 ayet tefsiri