🌧️ Içimde Bir Şey Yırttı Ne Demek

Özellikle arkadaşlarım Dicle ve Elçin, artık onlara arkadaş demek de büyük haksızlık gerçi, kardeş abla sırdaş, bir çok şey aslında her şeyler. Özellikle Bakırköy'deki komşularımız, çeyizimi benimle birlikte düzen hatta ben işteyken bile gezip bana fotoğraflar atarak eksikler tamamlayan, Emine ablam ve Gülçin ablam , Eylülünortasında, "Yine her şeyin yolunda gittiği sonbahar sabahlarından biriydi" diye başlayan bir cümle kurmak kadar manasız başkaca bir şey yoktur bu dünyada.Tanrı Aşkına, bir sonbahar sabahı yolunda giden ne olabilir..Hava; üzerine mont almayı gerektirmeyecek kadar sıcak; ve terledikçe soyunmayı arzulatmayacak kadar serindirBu sevinilecek bir şey midir: Evet İçimde ona ait bir şeyler var ne olduğunu henüz bilemediğim. Varlığında kalbim ısınıyor, Yokluğunda ise kimseyle konuşmak istemiyorum. Onun yokluğu derin derin düşünmeme sebep olurken,etrafımdaki kalabalıktan kaçıyordum. Açıkçası yokluğunu bile seviyordum,çünkü ondan ibaretti. İçimde olanlar geçici hisler miydi? Yalnızderin söz ha neyse şey bak Bir tabut düşün diyor içinde ben diyor ve içimde sen diyor. Yani kendimi gömdüm ama içimde seninle gömdüm yani Hüzün bulutları benim yoldaşım olacaklar bir ömür boyu. Gölgede büyümeye çalışan çiçek üşüyecek hep. Üşümeyi seçecek. İnanıyorum ama ya da sadece diliyorum bir gün kendini ısıtmayı becerecek ya da gölgeden vazgeçeek güneşe çıkacak. Hangisi olur bilmiyorum ama gölgede çürüyecek gibi bir his var içimde . yırtmakne demek? Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak. Yürürken sert bir şey paçamı yırttı, çepeçevre dikenli bir tel F. R. Atay. Vücudu kanatacak kadar derin çizmek. Yok etmek, bastırmak. Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak. Zorlamak. Sezgi Mengi için oyunculuk hikaye anlatabilmek, cümlelerin sözcüsü olmak, kendini başka bir şekilde var edebilme cesaretini aramak demek. Demek ki böyle olmak gerekliymiş eğer kendi içinde bir şey varsa önce onu halletmek lazım karşındakinin halini düşünmeden. Verebileceğin zararı hiç hesaplamadan belkide biraz bencilce yaşamak gerek sevgiyi bile her ne kadar sevgi fedakarlık olsa bile. Bazenbir garip oluyor halim. Kendimi ben bile tanıyamıyorum. İçimde bir çöküş, bir heyelan. Sanki taşa toprağa bulanıyorum. Bu neyin nesi, bu neyin sesi. Bu kimin isyanı. Bu neyin nesi, bu kimin sesi bu. Kimin feryadı. Aşk ne demek bilen var mı. lvHDt. Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır. Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır. Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer ki yarın var. Umutların en sevdiği iyileşemezsin çünkü her iyileşme yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz, bir güneş gözlerim yeşildir ah...onun gözleri kara. Ben günah kadar beyazım, o tevbe kadar karaNe ondan kaçmak bir işe yarar, ne ona varmakla dağılır karanlıklar. Bazen insanın, kadere teslim olmaktan başka çaresi olmadığını zamanları çocuğu bekliyoruz. Dünyayı değiştirecek, yenileyecek, meşhur kelimemizle söyleyelim, diriltecek çocuğu. O çocuğu ki, görüntüyü değil, öze, dışa değil, içe baksın. O çocuğu ki, ön planı değil, arka planı görsün. O çocuğu ki reklam ve propaganda edilenleri değil, edilmeyenleri bilsin. Göz seni görmeli ağız seni söylemeli bütün deniz kıyılarında seni beklemeli. Baharı, yaz uğruna tükettik, aşkı naz uğruna...Ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna, derken "ömrü" tükettik bir hiç uğruna. Zamanla olur deme, bitiremeyiz, ama iyilikleri çoğaltabiliriz. Ey sevgili uzatma dünya sürgünümü gözde değil gönüldedir. Vücut değil ruhtur aşka kâdir. Zeytin ağaçları, söğüt çıkar güneş nişan yüzüğü bir kapı sesiSeni hatırlatır her zaman banaZeytin ağaçları, söğüt ta kendisiyle gözlerin. Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu. Bulutlar geldi altında durduk. Gökyüzü bizim olmasınBiz gökyüzünün olalımUnutma"Mavi"ye aşıkkenSevemezsin siyahıİnançlıyım, barış ve düzen yanlısıyım. Savaşım ancak bunlar içindir...Ve,Kadın anneden çocuğa akan...Bir şelale belki, dünya kayalıklarından ta cennete çıkardığın da anlamın bozulmuyorsa bundan böyle ayrı öznesini kaybedince devrik olur tüm cümlelerin. Bir gün gözlerimin ta içine bak; Anlarsın ölüler niçin görmezden gelsek, yüreğimiz de selâm'ı keser mi acaba?Bütün şiirlerde söylediğim sensin; Boşunaydı saklamaya çalışmam, öylesine aşikarsın yakacak bir şey bulamayacak sende; işte İbrahim olmak gibi olmak, olmayacak bir şeyHerkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey...Her şey bir kere daha yanlış gibiHer şeyi beni anlayınca olan ne ki;Bizi yokluğuyla üzenler çözersin, çözersin, çözersin; çocuk sonra büyürmüş başak,Meyvalar sabırla gün gözlerimin taa içine ölüler ne için yaşarmış. Ne kadar dalsam da göklerin ve suların derinliğine gözlerim kaçırmaz yeryüzünde karıncaların en hurda kımıldanışlarını yok! Gün gelir, gül de açar, bülbül de ölen ölene içimizde ve çiziyor ruhum acının, utancın, hıncın ve hüznün yalnız şiirdir acıma aralıklar verenKaç kardeşiniz dediklerinde bir buçuk milyar diyorum. Anlatabiliyor muyum?Benim aşkım uymaz öyle her saza!Açar bir gün elbet yeniden gönlümüzün güldün, rengarenk yağmurlar kendini hakikate adadığı, ruhunu ona açtığı ölçüde insandır!Yol uzun, uzak. Kalbimizden başka pusula da yok gövdemizin cebinde. Sen bir gece gelsen güneş dünyada olup bitinlerin olup bitmemiş olması için ne geldim geleli açmadı göklerYa ben bulutları anlamıyorumYa bulutlar benden bir şey beklerHayat bir ölümdür aşk bir uçurumBen geldim geleli açmadı göklerBiz koşu bittikten sonra da koşan atlarız. Ve son sözü hep alın yazısı ki bilmiyorlar kalabalıklar yağmura bakmayı, cam geldin benim deli köşemde durdunBulutlar geldi üstünde durduMerhametin ta kendisiydi gözlerinAllah bir, kapısı ceviz dalları, o asma, o dutGül gül, mektup mektup büyüyen umutYangından yangına arda kalmış tut. Muhabbet sürermiş bir rüzgar kadarUçurtmamı rüzgar yırttı dostlarım!Gelin duvağından kopan bir rüzgar...Bu rüzgar yüzünden bulutlar yarım;Bu rüzgar yüzünden bana olanlarİslamiyeti öyle diri yaşa ki, seni öldürmeye gelen sende ve geleceksiz bir iç deniz gibi aşka veda etmiş topraklarda ondan kaçmak bir işe yarar ne ona varmakla dağılır karanlıklar bazen insanın kadere teslim olmaktan başka çaresi olmadığı zamanları olur. İçimde ölen öldü, kalan kaldı, ben yok sayacaklar, sen daha çok var demek yetmez. Hâbil misin, Kâbil mi? Onu netleştirmek müslümanlığını sözde bırakmamalıdır. Sürekli olarak kendini İslamdan koparan aldatıcı oyalamalarla savaşmalı, onlara karşı ruhun ölümsüz silahlarıyla donanmış tutsaklık, inanç ölen ölene içimizde ve dışımızdaBakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar; Zaman çabuk geçiyor en ıssız yerlerde açar,Ve vardır her vahşi çiçekte mumun ardında bekleyen rüzgar,Işıksız ruhumu sallar da durur,Zambaklar en ıssız yerlerde olan hayat değil; hayatın ve yanımda güçlü surlar vardı surelerden. Ölüler şehrindeyim kuklacı. İçim insan mezarlığı...En çok da ben ölmüşüm kuklacı, adım başı mezar taşım var. Katillerim en sevdiğim kentini darmadağın etmeye and içmişim. Ne ondan kaçmak bir işe yarar, ne ona varmakla dağılır karanlıklar. Bazen insanın, kadere teslim olmaktan başka çaresi olmadığı zamanları olur. Ne zaman adam oluruz?Aynı fikirde olmamak, düşman olmak zannedilmediği zaman. Çiğ düştü göklerden ve bir bahar günü doğdun sen. İslâmda âdeta nimet, emek için değil, emek nimet içindir. İnsanlar havada uçtu ama yerde öldüler. Başarı İslam'a ait olunca ölüm kadar sessizdirler...Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki, biz sussak, tarih susmayacak...Tarih sussa, hakikat susmayacak. Onlar sanıyor ki, bizden kurtulsalar mesele kalmayacak. Halbu ki bizden kurtulsalar, vicdan azabından kurtulamayacaklar. Vicdan azabından kurtulsalar, tarihin azabından kurtulamayacaklar. Tarihin azabından kurtulsalar, Allah'ın gazabından kurtulamayacaklar. Bin yıllık ömrüm olsa, ömrüm boyunca konuşmam ve yazmam nasibimde varsa, hep müslümanların birleşmesinden, bir araya gelip şuurlu birliklerini oluşturmalarından bahsederim. Bundan bıkmam ve yılmam. Çünkü bundan daha büyük bir dava bilmiyorum. Tüm faaliyetim, İslam'ın bir savunması ve bu savunmanın bir özü de, müslümanların uyanıp dirilmeleri, birleşmeleri ve kendilerini dış âleme karşı koruma gücüne ermeleri yönündedir ev nasıl yılda bir defa temizlenir, örümcek ağlarından kurtarılır, kiremitleri aktarılır, sıvanır, yıkanır, onarılır ve badana edilir, yani yeni yapılmış bir hâle getirilirse, bir ruh da yılda bir kere, böyle genel bir temizlik ve revizyon ister. Bir şehrin temizlenmesi, onarılması, yeniden yapılması, sıva, boya ve badanların tazelenmesi ile Müslüman bir şehrin oruç boyunca ruhî canlılık ve hareketi, yükselme ve ilerlemesi birbirini çok andırır. Oruç, demek ki, bir noktadan bakılınca, ruhun ve vücudun dezenfekte edilmesi oluyor. Göz seni görmeli, ağız seni söylemeli bütün deniz kıyılarında seni beklemeli. dislerin sararmasi, surata grimsi bir renk gelmesi, ozellikle boyun kisminda mavimtrak mor ve hatta yesil damarlar peydahlanmasi, gozlerin kan canagina donmesi ve goz renginin sapitmasi semptomlariyla baslayip akici bir sekilde latince konusma ve ekseriyetle kufur etme seklinde seyreden olaylar butunu. atalarimiz bu durumu ve nedenini seytan doldurur sozu ile aciklamistir, telas yapmayiniz efendim. ne merdivenden kafa aşşağı inmek ne de yatağın üstünde fazla uçmaktan bulanan mide nedeniyle sürekli yeşil yeşil kusmak şeklinde belirtileri olduğuna inanmadığım iyi tanınan bir insan gelir olur olmadık laflar eder, tanıdık sandılan adamın saçma sapan bir yönü keşfedilir, o zaman içine şeytan girdiğine arkadaşlık sitesinde eski bir arkadaşın accountu incelenir. siyasetle pek bi ilgisi olmadığı bilinir. ama o da ne, avatarda hitler resmi, ''about me'' bölümünde hitlere övgüler, yok insanlar onu anlamadı şeklinde yakınmalar, farzı misal hitler was a sensitive man . abooo işte insanın içine şeytan girdiği an. hemen arkadaşa msn den ulaşılır, kibarca ''ne lan bunlar dümbük'' diye sorulur. ''abi accountu çaldırdık'' cevabını alınca rahatlanır, savaş gazisi edasıyla noktalı virgüllü gülücük yollanır...machuca izlenirken yandaki arkadaş sürekli yorum yapar* ''bunlar da protesto mu bee, solcu değilsen zıpla da neymiş, olacak türkiye de taşlar sopalar'' filmin sonuna doğru spoiler - askeri darbe olur koministler öldürülmeye başlanır - spoiler gülüşülür şaka lan denir, etraftakilerden ''şeytanını skiym'' yorumları gelir. şeytan giren kişileri ben ikiye ayırıyorum. bazısı gerçekten terbiyeli ve insan gibi içine alıyor şeytanı, ama bazısı o şeytanı içine alıp da destek görünce azıtıyor, şeytanı içinde taşıyamıyor. şeytan adeta o kişiyi yani ele geçiriyor. ben ise içime şeytan girse, gayet soğukkanlı ve serin davranırım. şeytandır en nihayetinde, o da allahın yarattığı bir varlıktır. ben topraktan yaratılmışım, o ateşten kokusuz ve dumansız yaratılmış da olsa sonuçta yaratan belli yani, fabrikamız aynı. o açıdan şeytan girecekse, girer. bunu bu kadar büyütmek havalara yükselmek, ağzından ne çıktığına bakmadan konuşmak, haccı falan götüne sokmak, bunları yapmamak, bunları yapanları da belki kibarca uyarmak lazım. ha ben de şimdi yanlış intiba vermeyeyim, şeytanı ne gördüm, ne tanırım. içine şeytan girmiş de bir kızcağız biliyorum, o belki biraz gençliği sebebiyle aşırı hareketler yaptıysa da sonra duruldu, ailesindeki, çevresindeki insanların ilgisiyle sevgisiyle o aşırılıklarından kurtuldu diye biliyorum. başka şeytan girenler de varsa, onu iyi taşıyorlarsa, onlara saygım da sonsuz. tamam anlıyorum komedi filmi falan filan ama film de film gibi çekilsin, değil mi taci? neyse uzatmayayım, gerçekten rezil bir örnek için;bkz kutsal damacana ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. 1642 Son Güncelleme 1644 TDK bir şey yazımı ile ilgili sıklıkla yapılan hatalara örneklerle yanıt vermişti. Bu kelimenin birleşik ve ayrı yazımı konusunda yapılan hatalar genellikle karıştırılsa da doğru yazımı aslında oldukça basit. İşte bir şey kelimesinin yazılışı ile ilgili tüm bilgiler… BİR ŞEY TDK YAZIMI? Türk Dil Kurumu’na göre bu kelimenin doğru yazılışı ayrı şekilde kullanımı. Yani “bir şey” şeklinde yazan kişiler kelimeyi doğru kullanırken “birşey” yazan kişiler hatalı kullanım yapmış oluyor. BİR ŞEY YAZILIŞI ÖRNEKLERİ TDK’nın resmi internet adresinde yer alan bilgilere göre doğru yazılışa verilebilecek bazı örnekler şöyle; bir şey veya şeyler olmak bir şey anlamamak bir şeye benzememek bir şeyler, bir şeyler bir şey sanmak bir şey söylemek bir şey yapmak Sonuç olarak birleşik şekilde yazım yanlış, ayrı şekilde yazılış ise doğru şekilde kullanım. Yalnız TDK Doğru Yazılışı... Yalnız Mı, Yanlız Mı Nasıl Yazılır? İbraniler Mektubu - / 1019-39 Mesih'in kanı bize kuraj veriyor 19 Onun için, kardeşler, kurajımız var, İsa'nın kanıyla en kutsal yere girelim. 20 Mesih ne vakıt perdenin arkasına geçti ve o perde aslında onun bedenidir, o vakıt bizim için oraya yeni ve canlı bir giriş yolu açtı. 21 Allahın evinin üzerinde büyük bir başgörevlimiz var. 22 Yüreklerimiz temiz kılındı, imanda tam emin olduk, yüreklerimiz kötü duygularımızdan temizlendi, ve bedenlerimiz saf suyla yıkandı. Madem öyle, yaklaşalım. 23 Umut ettğimiz ve açık açık söylediğimiz şeye hiç sarsılmadan sıkı tutunalım. Çünkü bize söz Veren sadikandır. 24 Biz gene bakalım, birbirimize sevgi ve iyi işler için iştah verelim. 25 Toplantılardan da vazgeçmeyelim. Bazıları buna alıştılar. Hayır, birbirimize kuraj verelim. Hele hele o günden için, hani görüyorsunuz nasıl yakınlıyor. 26 Çünkü hakikatı öğrendikten sonra, bile bile günah işledik mi, o vakıt artık günahlara karşılık hiç bir kurban kalmıyor. 27 Sade kalıyor, o korkunç davalamayı ve Allahın düşmanlarını yakıp bitiren o ateşi bekleyelim. 28 Eskiden her kim Musa'nın kanununu hor gördüyse, iki ya da üç şahidin sözleri üzere hiç acımadan öldürüldü. 29 Peki, kim Allahın Oğlu'nu ayaklarının altında çiğnerse ve kendisini kutsal kılan anlaşmanın kanını sıradan bir şey sayarsa ve merhamet ruhuna karşı dikilirse, ne sanıyorsunuz, o kişi ne kadar daha ağır bir cezaya layık sayılacak. 30 Ne de olsa Rabbi tanıyoruz, O diyor "İntikam benimdir, karşılık ben verecem." Ve gene "Rab kendi halkını davalayacak." 31 Evet, diri Allahın eline düşmek korkunç bir şeydir! 32 Bir de eski günleri aklınıza getirin o vakıt aydınlandınız ve sonra çekilere karşı büyük muharebeniz oldu. 33 Kimi kere siz aşağılandınız, çeki gördünüz, alçak düşürüldünüz. Kimi kere de, bunları çeken başkalarının dertlerini paylaştınız. 34 Mapusta olanlara yakınlık gösterdiniz. Mallarınızı güpegündüz alıp götürdüler, siz de onu sevinçle karşıladınız. Çünkü bilirdiniz ki, sizin daha yüksek ve kalıcı bir malınız var. 35 Madem öyle, kurajınızı ziyan etmeyin, çünkü onun karşılığı büyük olacak. 36 Size sabır lazım; öyle ki, Allahın istediğini yerine getirdikten sonra, söz verilen şeyi alasınız. 37 "Çünkü az vakıt kaldı, Gelmekte Olan tez gelecek, Hiç de oyalanmayacak." 38 "Benim doğru saydığım kişi imanla yaşayacak. Ve ondan dönürse, canım o kişiden hoşlanmayacak." 39 Ama biz, geri dönüp perişan olanlardan değiliz. Biz, iman edip canlarını kurtaranlardanız. Yazar, İsa’nın kurbanı ne kadar üstün olduğunu gösterdi. Bundan sonra artık şimdi bunun bizim için ne demek olduğunu gösterecek. A. “En kutsal yere girelim” 1. Ne kadar zor idi, Allahın yanına girmek sade başgörevli, sade senede bir defa görevliler yaklaşırdılar, ama giremezdiler büyük Allah adamı Davut bile hasretle o kutsal yere baktı, çünkü giremedi Mezmur 236 “Evet, yaşamımın her gününde, iyilik ve mutluluk beni izliyor ve uzun günler geçirecem RAB’bin evinde.” Mezmur 841-4 “Ne cana yakındır senin evlerin, ey her şeyi yapabilen RAB’bim! Ruhum tutuşuyor ve özlüyor RAB’bin avlularını, kalbim ve bedenim neşe ile haykırıyor yaşayan Allaha. Serçe kuşu bile bir ev buldu, acıkuşu da yavrularını koyacak bir yuva senin kurbanyerlerinin yanında, ey herşeyin Padişahı, Kralım ve Allahım benim! Ne mutlu senin evinde oturanlara durmadan seni överler! bu, Davut için sadece bir umut, bir özlem duygusu idi 2. Ama bizim için bu her an mümkün olan bir hakikattır. diyor “kurajla” ve “madem öyle, girelim” sanki biz imanlılar bu hakikatları biliyoruz, ama birisi lazım bizi elimizden tutsun, bize kuraj versin, bizi uğraştırsın kimi kişiler çok fazla korkuyor Allaha yaklaşmaya, ama çoğumuz UNUTUYORUZ, ya da önem vermiyoruz. sanki bir perde var, o perdenin arkasında bizi ne bekliyor bilmiy oruz – onun için korkuyoruz oraya girelim 3. Sen Allaha nasıl yaklaşıyorsun? - insanların yüzlerine bakmayan bir dilenci gibi mi, yoksa - saygısız bir delikanlı gibi mi, yoksa - fenalık yapmış ama af edilmiş bir evlat gibi mi? 4. Mesih perdeyi yırttı Bu bukvalno oldu, haçta ölürken Matta 2751 “Ve işte, Allahevindeki ayırma perdesi yukarıdan aşağıya kadar yırtılıp iki parça oldu. Yer sarsıldı ve kayalar parçalandı.” bunun anlamı çok büyük artık girişi kapatan engel kalktı, artık her imanlı Allahın huzuruna girebilir ama daha da derin an lamı var o perde aslında İsa’nın bedenidir – onu “yırttı”, yani kurban etti onun bedeni, bizim bedenimiz gibi idi, o bizden biri idi – artık bir insan Rabbin huzurunda 5. İsa başgörevli olarak bizim için ne yapıyor? 1 yüreklerimiz temiz kılındı Senin yüreğin temiz mi? Sen çok mu garant gidiyorsun? Kendi yüreğini çok mu iyi tanıyorsun? Mezmur 5110 ”Ey Allahım, temiz bir yürek yarat bende, yepyeni bir ruh kök salsın içimde.” Yeremya 179 “Yürek her şeyden daha aldatıcıdır, iyileşmez. Onu kim anlayabilir” kendi kendimize kalırsak, hiç bir zaman Allahı memnun edemeyiz, dua ederken bile günah işleyecez. ama İsa sade kırdan günahlarımızı silmiyor, iceriden den bizi temizliyor – artık Rab için ne yaparsak temiz sayılıyor 419-20 “Böylelikle biliyoruz, hakikattayız diye, ve böylelikle Onun önünde yüreklerimizi yavaşlattırıyoruz. Öyle ki, yüreğimiz bizi davalarsa bile, Allah yüreğimizden daha büyüktür. O her şeyi biliyor.” 2 imanda tam emin olduk her bir inançta bir “belki faktoru” vardır. Her inanç kör bir inançtır. İman ediyorlar, çünkü o öğretiş hoşlarına gidiyor ama bizim inancımız başka KESİN biliyoruz, İsa Mesih istiyor iman edelim, çünkü o ölülerden dirildi 1517, 20 bu, hayatımız için kuvvet demektir – sonsuz yaşam için garanti demektir 3 kötü duygulardan temizlendik hayatında var mı yaptığın bir şey ne için utanıyorsun? Mezmur 514 “Çünkü suçlarımı biliyorum, ve günahım her daim önümde.” İsa bize fırsat veriyor, değil sade o günahlarımızı af unutsun, biz de unutalım artık Şeytanın en büyük silahı ondan alındı, bizi suçlayamıyor Rom 833-34 “Allahın seçtiği kişileri kim suçlayacak? Suçsuz çıkaran Allahtır. 34 Onları kim davalayacak? Ölen, hem de dirilen Mesih İsa'dır. O hem de Allahın sağında duruyor ve bizim için aracılık yapıyor.” Açıklama 127-10 “Ve gökte muharebe oldu. Mihail ve onun melekleri ejdere karşı muharebe ettiler. Ejder de kendi melekleri ile muharebeye çıktı. Ama onlar kazanamadılar, gökte onlara artık yer kalmadı. Ve o büyük ejder, o eski yılan, adı 'İblis' ve 'Şeytan' olan, bütün dünyayı saptıran, işte o yeryüzüne atıldı. Ve kendisiyle birlikte, onun melekleri de yeryüzüne atıldı. Ve gökte şöyle yüksek bir ses işittim "Allahımızın kurtarması ve kuvveti ve krallığı, işte şimdi oldu. Onun Mesihinin kuvveti, işte şimdi oldu. Çünkü kardeşlerimizi kim suçlardı, o dışarı atılmıştır. Onları Allahımızın önünde gece gündüz suçlardı.” 4 bedenlerimiz saf suyla yıkandı Her dinde temizlik konusunda kanunlar var yıkamalar, traş olmak, yemek kanunları Allah onu en başta verdi, günahlı ve günahsız teması öğretirsin. Ama aslında insan Allahın önünde her daim kirli sayılıyor. Asıl temizlik, Allahın öündeki temizlik “saf su” ile oluyor, o da vaftizi gösteriyor 321 “Bunun karşılığı gibi, şimdi de vaftiz sizi kurtarıyor. Değil onda bedenin pisliği çıkartırılsın. Hayır, İsa Mesihin dirilişine dayanarak, kişi Allaha bakıp temiz bir duygu istiyor.” B. “Sıkı tutunalım” diyelim, büyük acelen var ve lazım bir otobüsü tutasın; koşarak gidiyorsun, son anda, tam kalkmak üzere iken, içine atlıyorsun. Ama otobüsün yolculuğu rahat değil, çok sallanmak var. Eger tutunmazsan, çabuk bıkacan ve inecen. aynı onun gibi, İsa Mesihin otobüsü çok sarsalanıyor, zor bir yolculuktur. Onun için lazım TUTUNALIM. Bu demeki o hakikatları değil sadece bilelim, ama her gün onlara dayanalım, her gün onları C. “Birbirimize destek verelim” 1. Ne için – sevgi ve iyi işler BG’d aki toplantılarda en büyük problem mülüslük ve bencillik sevgi için aktif olarak uğraşıyor musun, toplantının içinde daha fazla sevgi olsun? iyi işler için Matta 516 “Aynı onun gibi, sizin de aydınlığınız insanların önünde parlasın. Öyle ki, sizin iyi işlerinizi görüp gökteki Babanızı şanlasınlar.” 2. Nasıl – toplantılarda toplantıya gelirken düşüncemiz olsun “Ben ne kadar katabilirim” değil “Ben ne kadar alabilirim” toplantıda aktif olarak kardeşleri destek vermek lazım – değil kino düşüncesi 3. Bir örnek Bar-Nabas Asıl adı Yusuf, ama ona bir lağap takmışlar Bar = Oğul; Nabas = Kuraj vermek; yani kuraj vermenin oğlu – kuraj verici Apo 436-37 Rabbin işi için kendi tarlasını sattı “Yusuf adında bir adam vardı. Kıbrıs doğumlu bir Levili idi. Apostollar ona 'Bar-Nabas' da bağırdılar, bunun türkçesi kuraj veren. Onun da bir tarlası vardı. Ve onu satıp parasını apostolların ayaklarının dibine koydu.” Apo 926-27 Pavlus’u apostollara tanıtırıyor “Saul Yeruşalim kasabasına gitti. Öğrencilerinin arasına sokulmaya çalıştı, ama hepsi ondan korktular. İnanmadılar, açan o bir öğrenci oldu. Bar-Nabas gene, onu tutup apostolların yanına getirdi.” Apo 1122 Apostollar onu Antakya kasabasına gönderdiler “Yeruşalimdeki topluluk onlardan için haber aldı ve bunun üzerine Bar-Nabas'ı Antakya'ya yolladı.” Apo 1129-30 Para yardımını onunla gönderdiler “Öğrenciler de, karar verdi, herkesin elinden ne kadar gelirse, Yahudiye sancağında oturan kardeşlere yardım göndersinler. Onu yaptılar ve Bar-Nabas ile Saul'un elinden ihtiyarlara gönderdiler.” Apo 1225 Genç kardeşkızanı olan Markos’u yanına aldı “Bar-Nabas ve Saul işlerini bitirip Yeruşalim'den döndüler. Yanlarına Markos lağaplı Yuhanna'yı da aldılar.” Apo 132-3 Birinci misyonerlik yolculuğuna gönderiliyor “Onlar oruç tutup Rabbe hizmet ettiler. O vakıt Kutsal Ruh şöyle konuştu "Bana Bar-Nabas'ı ve Saul'u ayırın. Ben onları bir iş için çağırdım." Ondan sonra oruç tutup dua ettiler. Ve ellerini onların üzerine koyuyup onları yolcu ettiler. Apo 1411-12 Bar-Nabas’ın işi değil konuşmak, sakinlikle kişilere kuraj vermek “Kalabalıklar Pavlus'un yaptığını görünce, başladılar yüksek sesle Likavoniya dilinde şöyle bağırsınlar "Tanrılar insan kılığına girip bize indiler!" Ve Bar-Nabas'a Zeyus, Pavlus'a gene Hermes dediler, çünkü en çok konuşan o idi.“ Apo 1522 büyük tartışma çıkarken, onu gönderdiler “Bunun üzerine apostollar, ihtiyarlar, hem de bütün topluluk uygun gördü, aralarından adamlar seçip onları Pavlus ve Bar-Nabas'la birlikte Antakya kasabasına göndersinler.” D. “Bile bile günah işlemeyelim” 1. “çünkü...” Bu sözü gördük mü, demek orada bir bağlantı var. Bu mesele önceki meseleden geliyor burada yeterince kuraj bulmadık mı, bir gün başlayacaz bile bile günah işleyelim. 2. “bile bile” günah işlemek nedir? zaten her günah bile bile değil midir? ama burada İsa’yı reddedip de günah işlemek üç sözle bu durumu anlatıyor 1 Allahın Oğlu'nu ayaklarının altında çiğnemek Ayaklarımızın altında ne gibi şeyler çiğniyoruz hangilerine artık ihtiyacımız yok Mesela. Kişi sigara içip onu bitirime, izmariti fası ayağının altında çiğniyor 2 kendisini kutsal kılan anlaşmanın kanını sıradan bir şey saymak Mısırdaki Fısıh gününde kurban kanı kapının üç tarafına sürülürdü, eşiğe sürülmezdi – onun üzerine basılmasın Bosna savaşından bir resim gördüm Sırp askerler bir eve girip, erkeği karısının ve kızanlarının gözleri önünde öldürdüler. Ama bunu tam merdiven üstünde yaptılar, öyle ki onlar her gün mecbur kalsınlar, o kanın üstünden geçsinler Bir kişi derse “Ben kendi günahlarımı kendim öderim”, ya da “Boş ver günah imiş, Allah af edicidir”, ya da “İsa ölmedi”, ya da “Allahın başka bi

içimde bir şey yırttı ne demek